45– Bir hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki: (Allahü teâlâ ve tekaddes hazretlerinin, her gökde dörtyüz meleği vardır ki, Allahü teâlâ onları benim eshâbımın dostlarına hayr düâ etmeğe, düşmanlarına nefret ve la’net etmeğe vazîfelendirmişdir.)
46– Bir hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (Her gökde ikiyüzbin melek dâimâ, Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alînin dostlarına istigfâr ederler. İkiyüzbin melek dâimâ, Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alînin düşmanlarına nefret ve la’net ederler.)
47– Bir hadîs-i şerîfde, Fahr-i âlem ve Resûl-i muhterem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri, Cenneti yaratdığı zemândan bugüne ve bugünden kıyâmete kadar, hergünde, Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alînin dostları için, birbirine benzemiyen yediyüz çeşid rahmet ve se’âdeti Cennetde meydâna çıkaracakdır.)
Dördüncü Menâkıb: (Çihâr yâr-i güzînin şerefli şânları hakkında mu’teber kitâblarda nakl olunan haberler hakkındadır.)
Sahih isnâd ile Muhtâr bin Abdüllah, Enes bin Mâlik “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden rivâyet etmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri bir gün Medîne-i münevvereden çıkdı. Ben de çıkdım. Ensârdan birinin bostânına girdi. Ben de girdim. Buyurdu ki: (Yâ Enes! Kapıyı bağla.) Ben de bağlayıp, huzûr-ı şerîflerine geldim. O sâatde bir şahs gelip, kapıyı çaldı. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: (Yâ Enes! Var kapıyı aç! O şahsı Cennet ile müjdele. Ona benden haber ver ve söyle ki, Benden sonra ümmetim üzerine halîfe olacakdır!)Ben de vardım, kapıyı açdım. Hâlbuki, kapıyı çalanın kim olduğunu bilmiyordum. Bakdım ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” hazretleridir. Ben de hazret-i Server-i âlemin buyurdukları haberi verdim. Kapıyı bağladım, geldim.
Bir kişi dahâ gelip, kapıya vurdu. Resûlullah yine buyurdu ki: (Yâ Enes! Var kapıyı aç, o kişiye Cennet ile haber ver ki, Ebû Bekrden sonra, ümmetim üzerine halîfe olsa gerekdir.) Ben de vardım, kapıyı açdım. Hâlbuki kim olduğunu bilmezdim.