radioizotoplarla değişdirilmiş olarak bir ton fosforlu gübre yapılmışdı. Bu gübredeki radioaktif fosfor bitkiler tarafından alınmış, Geiger sâati vâsıtası ile aldıkları fosfor mikdârı ölçülerek fosforun, bitkileri nasıl beslediği anlaşılmışdır.
Buğday gibi hubûbât, izotop madde önünden akıtılarak, içindeki haşerât öldürülmekdedir.
Fosforun beyne şırınga edilen radioaktif izotopu, beyin tümöründe toplanmakda ve radyasyon dedektörleri vâsıtası ile, tümörün yeri tesbît edilmekdedir.
Radioizotoplarla, kan deverânının ve böbreğin çalışması kontrol edilmekdedir.
Radyasyonların, maddelerden geçme enerjileri farklı oluyor. Bu sûretle maddelerin kalınlığı ölçülüyor. Uzun fezâ seyâhatlarında, atom enerjisi kullanan roketler yapıldı. Bugün, yer küresi etrâfında dönmekde olan transit IV-A navigasyon peykinin iki vericisinin enerjisini, atom pilleri sağlamakdadır. Atom piline, Amerikada (Snap) adı verilmekdedir. Bu piller 2.270 gram ağırlığında olup, beş ton akümülâtörün, beş yılda verdiği enerjiyi hâsıl etmekdedir. Bu pil ile, deniz fenerleri yapılmakdadır. On wattlık elektrik gücü veren atom pilinin, on sene çalışacağı hesâb edilmekdedir. Atom generatörleri, elektrik enerjisi sağlamakda ve bu iş için stronsium 90 maddesi kullanılmakdadır.
Nükleer enerji ile çalışan ilk yolcu gemisi (Savannah), [1965] de işlemeğe başladı. Bu gemi, onbin ton yük ile, Atlantiği yedi günde geçmekdedir. Hızı sâatde yirmibir mil [otuzsekiz kilometre]dir. Bu gemi, üçbuçuk senede, ellisekiz buçuk kilo Uranium 235 kullanacak, bütün yer küresini dolaşacakdır. Başka gemilerde bu işi yapmak için yüzbinlerce ton akaryakıt lâzımdır. Fekat geminin yapılması, çok pahâlı olmuşdur. Atom enerjisi ile çalışan Nautilus denizaltı gemisi, [1957] de şimâl kutbunun buzları altından geçdi. Triton adındaki denizaltı gemisi de, [1960] da, seksenüç gün su yüzüne çıkmadan dünyâyı dolaşdı. Polaris tipindeki denizaltıların onuncusu olan (Thomas Jafferson) gemisi, [1963] yılı başında Amerikan deniz kuvvetlerine katıldı. [1963] yılı başında, batı Avrupa sâhillerinde vazîfeli, dokuz atom denizaltısı vardı.
Güney kutbda çalışdırılan bir Amerikan reaktörü, binbeşyüz kilowattlık elektrik enerjisi gücünde olup, bir metre boyunda, altmış santimetre çapındaki çekirdeği, üç yılda bir değişdirilmekdedir. Bu enerji ile, ısı ihtiyâcı da te’mîn edilmekdedir.
Amerikan atom enerjisi komisyonu ile hava kuvvetlerinin elde etdikleri, seksenbeş ton ağırlığındaki bir robot, çok radioaktif olan sâhalarda bile, içindeki insanı radioaktiviteden korumakdadır. Nükleer roket yaparken ve reaktör çalışdırılırken kullanılan bu robot üzerinde periskop, fotoğraf makinesi, televizyon vardır. Dört metre eninde, beş metre boyundadır.
Radyolardaki büyük ve ağır transformatör ve lâmbaların yerine, bugün küçük ve hafîf transistörler kullanılmakla, el, ceb radyoları yapılmakdadır. Elektronik hesâb makinaları, elektronik beyinler, elektronik motorlar, fotoğraf makinaları, telefon makinaları çok küçük ve dahâ kullanışlıdır.
Fezâya gönderilen peyklerin içine konan binlerce âlet, küçültme sâyesinde mümkin olmakdadır.
Şimdi, Amerikada, pille işliyen, çok küçük televizyon ve hastanın mi’desine inerek resm çeken makinalar yapılmakdadır.
Radioaktif maddelerle tehlükesiz çalışmak, henüz mümkin olamamışdır. Büyük bir reaktör bile, radioaktif su husûle getirmekdedir. Etrâfı tehlükeye koymadan, bu su atılamıyor. Rusyada, doğu Almanyadan getirilen fen adamları, kullanılmış suların, biyolojik temizlenmesi ve uzvî maddelerin oksidlenmesi ve radioaktif çekirdeklerin, iyon değişdirici reçinelerle emilmesi ve inbiklenmesi sûreti ile izotopların tutulmasına yardım eden bir üsûl hâzırladılar.