Müslimânın çaldığına iki kâfir şâhid olursa kesilmez. El kesilirken iki şâhidin de hâzır bulunması şartdır.
Kıymetli taşlar çalınca kesilir. Kıymetsiz olan, parasız ele geçebilen, odun, ot, balık, kuş, hattâ tavuk, av hayvanı, kireç, kömür, tuz, saksı, cam [çünki ikisi çabuk kırılır], ekmek, süt, her ta’âm, içkiler, çalgılar, salîb, oyun âletleri, kapı, câmi’den ayakkabı, Kur’ân-ı kerîm, çocuk, her çeşid kitâb ve köpek çalmakla, mezâr soymakla, sahrâda saklı malı çıkarmakla, türbeyi, umûmî yerleri, vakf ve Beyt-ül-mâlı soymakla, alacaklısından alacağını veyâ benzerini çalmakla had lâzım gelmez. Meselâ, alacağı altın yerine, gümüş çalması câiz olur. İmâm-ı Şâfi’îye göre “rahmetullahi teâlâ aleyh” parası yerine, borclusunun eline geçireceği, aynı kıymetdeki malını alabilir. Zarûret hâlinde Şâfi’î mezhebini taklîd etmek câiz olur.
Zî-rahm-i mahrem olandan, başkasının malını dahî çalarsa kesilmez. Süt ile mahrem olandan çalarsa kesilir. Zî-rahm-i mahreminin malını, başkasının evinden çalarsa kesilir.
Zevcesinden, zevcinden, zî-rahm-i mahrem kadın akrabâsının kocalarından ve zevcesinin zî-rahm-i mahrem erkek akrabâsından çalarsa kesilmez. Bu sonunculara (Ashâr) denir. Ganîmet malından, müşterîye açık olan hamamlardan ve dükkânlardan çalarsa, müsâfir ev sâhibinden çalarsa, bir hırsız çaldığı şeyi evden çıkarmadan yakalanırsa kesilmez.
Umûmî yerlerde, meselâ mescidde, trende, vapurda, otobüsde sâhibinin yanında olan şeyi çalana, sâhibi uykuda iken bile olsa, had yapılır.
Elini sandığa, birisinin yakasına, cebine, koluna sokarak çalanın kesilir. Hırsız eve girip eşyâyı toplasa, başkası da girip, hırsızı elinde olanlar ile birlikde yüklenip dışarı çıkarsa, yalnız hırsızın eli kesilir. Bunun gibi, nemâz kılan birinin üstüne, necâset bulaşık hayvan konsa, nemâzı bozulmaz. Çünki, necâset, nemâz kılanın üzerinde değil, hayvanın üzerindedir.
Sağ eli kesildikden sonra, çaldığı bu malın bedelini ödemez. Mal mevcûd ise, sâhibine verilir. Satmış ise, yine sâhibine geri verilir. Sâhibi parasını müşterîye öder. Hırsızın, malı kullanması harâmdır. Müşterî kullanmış ise sâhibi müşterîden kıymetini ister. Müşterî de, hırsızdan fiyâtını geri ister.
Eve hırsız gelip malı götürse, mal nisâb mikdârından az ise de, hırsızla döğüşmek câizdir. Malı bırakırsa döğüşülmez. Hırsızı öldürürse, yalnız diyet verir.
5 — YOL KESMEK: Kadın, erkek, müslimân veyâ zimmî, bir veyâ çok kimse, gece veyâ gündüz, Dâr-ül-islâmda silâh kuvveti ile şehrler arası yollarda müslimân veyâ zimmîlere saldırırsa, bunlara kâtı’ı tarîk veyâ yol kesici veyâ eşkıyâ denir. Mal soymadan ve cân gaybı yapmadan ele geçerlerse, dövülür ve tevbe hâli görülünceye veyâ ölünceye kadar habs olunurlar.
Eğer mal soymuş ve herbirine, sirkat nisâbı kadar düşmüş ise, had cezâsı olarak sağ eli ile sol ayağı veyâ tersleri kesilir.
Eğer mal almayıp, insan öldürdüler ise, had cezâsı olarak öldürülürler. Meyyitin velîsi afv edemez. Çünki, had cezâsını kimse afv edemez. Afv etmek, Allahü teâlâya ısyân etmek olur.
Hem nisâb mikdârı mal almış, hem de adam öldürmüş iseler, devlet reîsi, altı cezâdan dilediğini verebilir:
1 — Bir eli ile bir ayağını keser, sonra öldürür.
2 — Elini ayağını keser, sonra asar.
3 — Elini ayağını kesmeden öldürür.
4 — Öldürür, sonra asar.
5 — Eli, ayağı kesilmeden asılır.
6 — Yere bir direk diker. Buna, birbirlerine paralel, yatay iki direk takar. İki elini yukarıdaki, iki ayağını aşağıdaki yatay direğe bağlar.