Hazret-i Îsâ “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” ve hazret-i Mehdî “aleyhirrıdvân”, nübüvvet yolu ile vâsıl olurlar. Şeyhayn, ya’nî hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” da, nübüvvet yolu ile kavuşmuşlardır. Resûlullahın “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” himâyesi altındadırlar. Şânları çok yüksekdir.
Tenbîh: Bir Velînin (Kurb-i vilâyet) yolundan ilerliyerek (Kurb-i nübüvvet) yoluna kavuşması, böylece her iki yoldan da feyz alması câizdir. Böyle olan Velîyi, Peygamberlerin ni’metlerinin artıklarına kavuşdururlar. Nübüvvet yolundan ulaşdırırlar. Onu, başkalarına feyz vermeğe vâsıta kılarlar. Her iki yolda da talebeyi yetişdirmek nasîb ederler. Fârisî mısra’ tercemesi:
Bir kulunu herkesin yetişmesine sebeb kılar.
Bu, Allahü teâlânın öyle bir ni’metidir ki, dilediğine ihsân eder. Allahü teâlânın ihsânı pek çokdur. [İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” böyle Velîlerdendir. Nübüvvet yolu ile kemâle gelmişdir. Vilâyet yolu ile de feyz vermekdedir.]
Bu hâllerin, zevklerin, tercümânı Mektûbât,
kitâbıdır ki, ondan neşr oluyor füyûzât.
İlâhî nûrlar ondan yayılıyor cihâna,
her ne müşkilin varsa, yalnız sen başvur ona.
Onu çok oku dostum, bak nûrla dolacaksın,
bizzat musannifinden, feyizyâb olacaksın.
öyle kitâbdır ki o, misli islâmiyyetde,
ne mâzîde yazılmış, ne yazılır âtîde.
Kur’ândan, hadîslerden sonra gelir bu kitâb,
herkese var içinde, kendine göre hitâb.
İlm, ihlâs menba’ı, hârikalar diyârı,
onda bulur arayan, eşi olmıyan yârı.
Kayyûm-i âlem diyor, her mektûbu babamın,
bir deryâ-yı muhîtdir, sonu görünmez ânın.
Tarîkat ve islâmiyyet, vasl olmuşdur burada,
Se’âdet menbaıdır, dünyâda ve ukbâda.
Budur Tabîb-i hâzık, budur her derde devâ,
budur kalblere şifâ, budur rûhlara gıdâ.
Budur Hakkın sevdiği, sevgililerin sözü,
budur islâmın aslı, hem de irfânın özü.
Budur Evliyâların, çeşid çeşid lisânı,
Ehl-i sünnet yolunun, gâyet açık beyânı!
Aşkla yanan tâlibe, en iyi haber budur,
bilinmiyen yollarda, sâlike rehber budur.
Gece gündüz dâimâ, oku bu Mektûbâtı,
gayret et duymak için, o lezzeti, o tadı.
Oku, gülen gözlerin yaş doluncaya kadar,
oku, hakîkî aşka, kavuşuncaya kadar.
Oku, elbet o güzel, birgün rû-nümâ olur,
muhabbetle okuyan mâsivâdan kurtulur.
Sâatlerce, günlerce, hep onunla meşgûl ol,
bu sözler te’sîriyle, açılır kalbe bir yol.
Bir kalb ki, meşgûl olur, bu ma’nâyla her zemân,
elbet imdâda gelir, birgün bunları yazan.