Elektronlar, eksi elektrikdir demişdik. Atomların ortasındaki çekirdekler, hep artı elektrikdir. Artı elektrik, eksi elektriği çeker. Elektronlar, atomun ortasındaki çekirdek tarafından kuvvetle çekildikleri için, atomun dış halkasında bulunanları, dâhildeki halkalara sıçramak ister. Dış enerji katmanında bulunan bir elektronun, iç enerji katmanına sıçramasında, merkeze yaklaşan her cismde olduğu gibi, [meselâ su düşünce, ya’nî şelâlelerde görüldüğü gibi] bir enerji meydâna gelir. Bu enerji, atom etrâfındaki esîrin elektromanyetik gerilimini değişdirir. Bu değişme, dalgalar hâlinde, sâniyede, üçyüzbin kilometre hızla esîrin her tarafına yayılır. Bu dalgalara şuâ’ diyoruz.
Bugün şuâ’ meydâna getirmek, tekniğin ve ilmin mühim bir şu’besi olmuşdur. Ampuller, triyod lâmbaları, radyo âletleri ve röntgen boruları, birer şuâ’ âletleridir. Şuâ’lar, kendilerini meydâna getiren dalgaların uzunluğuna göre, başka başka ism alır. Meselâ:
Dalga uzunluğu binde bir milimetre olanlar (Isı şuâ’ları), dalga uzunluğu onbinde dört ile sekiz milimetre arasında olanlar (Işık şuâ’ları), dalga uzunluğu onmilyonda bir milimetre olanlar (Röntgen şuâ’ları), dalga uzunluğu onmilyarda bir milimetre olanlar, (Gamma şuâ’ları), dalga uzunluğu ontrilyonda bir milimetre olanlar (Kozmik şuâ’ları)dır.
En uzun elektromanyetik dalgalar, radyoda kullanılan Hertz dalgaları olup, boyları kilometre ile ifâde olunur. Boyları milimetrenin ontrilyonda birinden başlıyarak kilometrelere kadar uzanan milyarlarca dalga cinsinden, yalnız 4/10.000 mm ile 8/10.000 mm arasında olanları, ışık hâlinde görebiliyoruz. Dahâ büyük ve dahâ küçük dalgalı şuâ’ları göremiyoruz. Bu, gözümüzün kabâhatidir.
Gamma şuâ’ları: Radium atomunun çekirdeği, kendiliğinden parçalanarak gamma şuâ’ları neşr eder. Bir evde açıkda bırakılan bir radium kırıntısının gamma şuâ’ları bin metre uzağa yayılır ve aylarca devâm eder. Yüzelli metre mesâfedeki evlerde bulunanların ölümüne sebeb olur. Zîrâ, gamma şuâ’ları, insanları, hayvanları ve bitkileri öldürür.
Kozmik şuâ’lar: Bugün bilinen şuâ’ların en kısa dalgalısı bunlardır. Bunlar, kâinât boşluğunun, bugün bilinmiyen derin noktalarından gelen şuâ’lardır. Bunlar, gamma şuâ’larından dahâ kuvvetli olup, çok sert ve kalın tabakalardan geçerler.
Ölüm şuâ’ları: Bir milyon voltdan ziyâde gerilim ile çalışan modern röntgen makinaları ile, dalga boyları ve te’sîrleri, gamma şuâ’larına yakın olan şuâ’lar elde edilebilmekdedir. Bu şuâ’lar, kalın dıvârlardan geçerek arkalarındaki cânlıları öldürür. Bu sûretle kuş ve fâreler derhâl öldüğü gibi, bir öküz de, iki dakîkadan az bir şuâ’lama ile öldürülebilir. Harblerde kullanılabileceklerinden, bunlara ölüm şuâ’ları (Todesstrahlen) denir. Bu şuâ’larla çalışan bir fizikçi, farkında olmıyarak, kendini ve bir mahalle halkını zehrliyebilir. Bir milyon voltluk yüksek gerilimli röntgen mermileri, düşmana ve şehrlere atılarak ölüm şuâ’ları, yeni harblerde kullanılabilecekdir. Beşeriyyet, medeniyyete yaklaşır ve insânî düşüncelere dönerse, bu şuâ’lar, tarla fâreleri, yaban domuzları ve sıtma sinekleri gibi hayvanlara karşı kullanılacakdır.
MOLEKÜL: Yıldızların binlerce derecelik sıcaklığında serbest hâlde uçan atomlar, erdımızın mu’tedil sıcaklığında, birbirleriyle birleşerek molekülleri vücûde getirmişlerdir. Molekül, az ve belirli sayıda ametal atomlarının, ortak elektron çiftleri vâsıtası ile, birbiri ile birleşmesinden meydâna gelen kapalı bir birlikdir. Metal bileşikleri molekül değildir. (Polar) denilen iyon şebekeleridir. Ya’nî, metal atomları, elektronlarını temâmen vermiş, ametal atomları da bu elektronları almışdır. Ortak elektronlar yokdur. Moleküller, cânlıların yapı taşıdır.