Seyyid Selmân efendinin oğludur. 1274 [m. 1857] de Erzurumda tevellüd, 1340 [m. 1922] da Harputda vefât etdi. 1293 [m. 1875] de Karsda üçüncü tabur imâmı oldu. O yıllarda seyyid Tâhânın oğlu ve halîfesi seyyid Ubeydüllah ile ve mevlânâ Hâlidin halîfelerinden Kufrevî şeyh Muhammed ve Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddînin ve Erzincanlı Terzi baba demekle meşhûr Vehbî Hayyâtın talebelerinden hâcı Fehmi efendilerle sohbet eyledi. 1297 [m. 1879] de Palu kasabasında yirmisekizinci alayın üçüncü tabur imâmı iken seyyid Mahmûd-i Sâminî ile mülâkî oldu. Sâminî, sekizinci müceddid demekdir. Onsekiz günde icâzet aldı. 1325 [m. 1906] de emekli olunca, Harputda birçok zevâtı sülûk ile, bir kısmını da yalnız sohbet ile cehâletden kurtardı. İkiyüzbine yakın teşnedilân, çeşme-i feyzinden sîrâb olmuşdur. 1327 [m. 1908] de Hicâz seferinde, Şâm, Mekke ve Medîne âlimlerinin ta’zîm ve tekrîmlerine mazhar olmuşdur. (Gülzâr-ı Sâminî) adındaki mektûbâtı ve (Gülbün-i irşâd) ve (Mecâlis-i sâminiyye) adındaki beş cild kasîdeleri vardır. Beyâz fes üzerine beyâz sarık sarardı. Oğulları Nûreddîn ve Ziyâeddîn Uz birer cevher idi.
639, 1132.