Dikkat edilecek husûs şudur ki, İncîlin bu âyetlerinde, oruc tutmak, açıkca emr edildiği hâlde, Îsâ aleyhisselâmdan çok sene sonra, onun yüzünü görmeyen ve onun eshâbına nice ihânetler yapdığını hıristiyanların dahî i’tirâf etdikleri Pavlos, sonradan İncîldeki diğer ahkâmı değişdirdiği gibi, bu orucu da değişdirmişdir.
21 — Matta İncîlinde, (Mal toplayıp, kalbinizi bağlamayın. Ne yiyeceğiz, ne giyeceğiz diye keder [kaygı] çekmeyin. Hakka tevekkül ve i’timâd ediniz) denilmekdedir. Ve kuşların yaşayışları ve kır zambaklarının tabîî kisveleri gibi ba’zı misâller verilmekdedir. [Matta bâb altı, âyet yirmibeş ve devâmı.]
Kur’ân-ı kerîmde dünyâya rağbet etmemek husûsunda vârid olan, ba’zı âyet-i kerîmeleri ve Peygamberimizin hadîs-i şerîflerini yukarıda zikr etmişdik. Tevekkül ile ilgili âyet-i kerîmeler de pek çokdur. Burada bir kaçını zikr etmekle iktifâ edelim.
Talâk sûresinin ikinci ve üçüncü âyetlerinde meâlen: (Kim ki, Allahü teâlâdan korkarsa, Allahü teâlâ ona [darlıkdan genişliğe] bir çıkış yolu ihsân eder ve ona ummadığı yerden rızk verir. Her kim, Allahü teâlâya tevekkül ederse, Allahü teâlâ ona kâfîdir)buyurulmuşdur.
[Tevekkül ile ilgili âyet-i kerîmelerin tefsîrlerinin temâmı bir araya getirilse, İncîlin temâmından çok olur. Mâide sûresinin yirmiüçüncü âyetinde meâlen: (Eğer îmânınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz) buyurulmuşdur. Âl-i imrân sûresinin yüzellidokuzuncu âyetinde meâlen: (Allahü teâlâ, tevekkül edenleri sever) buyurulmuşdur. İbrâhîm sûresinin onbirinci âyetinde meâlen: (Tevekkül ediciler yalnız Allahü teâlâya tevekkül etmelidir)buyurulmuşdur.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyor ki, (Ümmetimden bir kısmını, bana gösterdiler. Dağları, sahrâları doldurmuşlardı. Böyle çok olduklarına şaşdım ve sevindim. Sevindin mi dediler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmişbin adedi hesâbsız Cennete girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. İşlerine sihr, büyü, dağlamak ve fal karışdırmayanlar ve Allahü teâlâdan başkasına, tevekkül ve i’timâd etmeyenlerdir buyuruldu.) Dinliyenler arasında Ukâşe “radıyallahü anh”, ayağa kalkıp, (Yâ Resûlallah! Düâ buyur da, onlardan olayım) deyince, (Yâ Rabbî! Bunu onlardan eyle!) buyurdu. Başka biri dahâ ayağa kalkıp, aynı düâyı isteyince, (Ukâşe senden çabuk davrandı) buyurdu.
Bir hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, kuşların rızkını verdiği gibi, size de gönderirdi.