Bu meclisde, hazret-i Meryem için (Allahın anası) ta’bîrini savunan bir karar çıkardı ve Nestoriusu aforoz etmekle tehdîd etdi. Bu hâl, karışıklıkları dahâ da artdırdı. Bunun üzerine 431 de, meşhûr papazları içine alan, Efes meclisi toplandı. Papaz Kyrillos ve arkadaşları, Theotoekos kilisesinde, Nestoriusdan fikrlerini açıklamasını istedi. Dahâ sonra 159 piskoposun kararı ile Nestorius ve akîdeleri aforoz edilerek la’net olundu. Nestorius, çeşidli yerlere sürgün edildi. En son olarak, yukarı Mısrda büyük vâha denilen çöllük bir yerde 451 de öldü.
Nestoriusun ileri sürdüğü üç fikr vardı. Bunlar:
1 — Îsâ aleyhisselâmın, biri cismleşen kelâm, ya’nî ilah ve biri insan olmak üzere iki ayrı kişiliği vardır.
2 — Bu iki husûsiyyet, cismânî olarak birleşmez. Birleşme ma’nevîdir.
3 — Hazret-i Meryem, tanrının (kelâmın) değil, insan olan Îsânın annesidir.
Nestoriusun kurmuş olduğu hıristiyan fırkasına (Nestûrîlik) denildi. Bugün, ekseriyyet ile [çoğunlukla] Sûriyede bulunurlar.
Protestanların ve diğer hıristiyanların, (min indillah) ya’nî [Allah tarafından] gönderildiğini iddiâ etdikleri bir dînin, i’tikâdlarını, en mühim esâslarını, birkaç yüz papaz bir araya gelip, tesbît edebiliyor. Ortaya atılan bir fikri, bir görüşü de, dînin esâsı olarak kabûl edebiliyor veyâ red edebiliyorlar. Dinlerini, kendi aklları ile tahrîf, tebdîl edebiliyorlar. Böylece hıristiyanlık, hiçbir akl-ı selîmin kabûl edemiyeceği bir din hâline gelmişdir. Avrupalı pek çok ilm ve fen adamı da, bu sebebden hıristiyanlığı terk etmekde, pek çoğu islâmiyyet ile şereflenmekdedir.]
Bu karışıklıklardan sonra, resmlere ve heykellere, putlara tapınmanın câiz olup olmadığı mes’elesi ortaya çıkdı. Çünki, Mûsâ aleyhisselâmın dîninde resm ve heykellere ibâdet yasak edilmişdi. Bunun için, Îsevîliğin ilk ortaya çıkdığı sıralarda da, bütün havârîler ve onlara tâbi’ olan şâkirdleri, resm ve heykellere ibâdetden sakınmışlardı. [Hıristiyanlık, İtalya ve İngiltere gibi Avrupa memleketlerine yayıldı.] Buraların ehâlîsi önceden putperest olduklarından, putlara ve resmlere ibâdete meyilli [alışmış] idiler. [Çünki buraların ehâlîsi, inandıkları her ilah [tanrı] için putlar, heykeller yapıyorlardı. Aralarında en meşhûr ve en ileri olan san’at da, put yapmak, ya’nî heykeltraşcılık idi.] Hıristiyanlık bu Avrupa memleketlerinde yayıldığı sırada, ba’zı papazlar, Îsâ aleyhisselâmın annesi hazret-i Meryem diye yapılan [uydurma] resmlere hurmet ve ta’zîm edilmesine müsâade etdiler.