369

1— Vaftîz: [Hıristiyan ibâdetlerinin ya’nî Sakramentlerin birincisidir. Hıristiyanlar, vaftîzin Îsâ aleyhisselâm tarafından konulduğuna inanırlar.] Îsâ aleyhisselâm ömrü boyunca kimseyi vaftîz etmedi. Vaftîz yapınız diye bir emr de etmedi. [Hıristiyan olmak için ve bir kiliseden diğerine geçmek için, vaftîz yapılmasının şart olduğuna inanan hıristiyanlar, vaftîzi, Baba, oğlu, rûh-ül-kuds adına yaparlar. Hıristiyanlara göre vaftîz, Îsâ aleyhisselâmın ma’nevî vücûdu, ya’nî ilahlığı ile maddî vücûdunun birleşmesi ve rûh-ül-kuds ile yeniden doğuşdur. Aslî günâh dedikleri, tâ Âdem aleyhisselâmdan geldiğine inandıkları suçun, vaftîzle afv edileceğine inanırlar. Vaftîz kilisede yapılır. Kiliseler arasında vaftîzin yapılışı birbirinden farklıdır. Ba’zıları kudsiyyetine inanılan bir suya daldırarak, ba’zıları su serperek, ba’zıları da, başına su dökmek sûretiyle vaftîz yaparlar. Vaftîz yapılacak kimsenin yaşı da kiliseler arasında değişikdir. Hıristiyanlar vaftîz yapılmadan ölenin günâhkâr olarak öldüğüne inanırlar.] Burada, rûhâniyyete âid hiç bir şey yokdur.

2— Kurban: (İşâ-i rabbânî veyâ Evharistiya): Bunun tafsîlâtını yukarıda zikr etmişdik. [İncîle göre, Îsâ aleyhisselâm, Havârîleri ile birlikde yidiği son akşam yemeğinde ekmeği parçalayıp, alın yiyin, bu benim etimdir diyerek, havârîlere verdi. Bir kâse içindeki şerâbı uzatıp, alın içiniz, bu benim kanımdır diyerek onlara içirdi. Pavlos bunu te’vîl etdi. Kilise ise, onu âyin hâline getirdi. Önce senede bir def’a yapılırken, sonradan her hafta yapılmağa başlandı. Papazlara sorarız, şerâb içmek, şerâblı ekmek yimek ibâdet olur mu? Böyle, ibâdet olarak yapılan bir işin rûhâniyyet neresindedir?]

3— İncîl Okumak: Papaz İncîlden bir parça okumakda, hâzır olanlar da, bunu anlamadan dinlemekdedirler. Bu da rûhânî olamaz. Çünki bugünkü İncîller, Îsâ aleyhisselâma semâdan gönderilen mukaddes kitâb olmayıp, insan sözleridir.

Hıristiyanlar, müslimânların hac farîzasını yapmalarına da i’tirâz ederek, (Bu, yehûdîlerin senede üç def’a, Kudüs-i şerîfde bulunan Beyt-i mukaddesi ziyâret etmek âdetlerine benzemekdedir. Çünki, Allahü teâlâ, o makâm-ı mukaddesde tecellî buyuracağını va’d etmişdi. Fekat sonradan yehûdîler, yapdıkları cinâyetlerden dolayı, Allahü teâlânın gadabına uğradılar. Hükûmetleri yok oldu, düşmanları gelerek, Beyt-i mukaddesi yıkdılar. Allahü teâlâ, Beyt-i Mukaddesin yerine, Îsâ Mesîhin cesedini kendisine beytullah [Allahın evi] tahsîs etdi. Kullarına Îsâ Mesîhi bu sebeble gönderdi. Ona inanmış olanları da, rûh-ül-kuds ile te’yîd ederek, her birini canlı bir beytullah olmak derecesine kavuşdurdu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.