369

Hıristiyanlar ölüm korkusundan, “ölmek mescidde uyumak gibidir” inancı ile emîn olmuşlardır. Hıristiyanlar, ölümü zararlı değil, fâideli kabûl ederler. Hâlbuki, müslimânların çoğu ölümden korkmakdadır. İ’tikâdlarına göre, kendilerini âhiretde ümmîdvâr edecek bir çok va’dler bulunduğu ve bilhâssa gazâya çıkıp da şehîd olmak için can atan çılgınlar, can verirlerken kendilerini hûrîlerin karşılayıp, Cennet bağçelerinde ağırlanacaklarını zan ederler. Bütün bunlar bizce de inkâr edilmiş değildir. Bununla berâber, can verirken müslimânlarda görülen ferâh ve sevinç, âhiretde ihsân olunacak bir takım latîf taâmlar ve hûrî kızları gibi nefsin arzû ve lezzetlerine bağlıdır. Fekat hıristiyanların, o hâldeki sevinçleri, günâhlardan temizlenmiş, rûhânî yeni bedenler ile, cenâb-ı Hakkın huzûruna vardıklarına tam inanmalarındandır. Bu da, islâmiyyetin hıristiyanlık kadar semâvî ve rûhânî olmadığını isbât eder) demekdedir.

CEVÂB: İslâm i’tikâdında [inancında] öldükden sonra insanlar tekrâr dirilecek, mahşer yerinde toplanacaklardır. Burada hesâblar görülüp, herkes hak etdiği Cennet veyâ Cehenneme götürülecekdir. Sevâb [mükâfât] ve azâb [mücâzât] herkesin yapdığı amele göre, derece derece olacakdır. Biz müslimânlar için âhiretdeki en yüksek derece, Allahü teâlâya kavuşmakdır. Yoksa, yalnız Cennet taâmlarına ve hûrîlere kavuşmak değildir. [Zâten, mü’minler dünyâda her yapdıklarını Allah rızâsı için yaparlar. Yapılan amellerin en efdâli ihlâs ile [Allah rızâsı için] yapılandır. Mü’minler ölümü aslâ kerîh görmezler. (Allahü teâlâya bir can borcumuz var, bunu her yerde vermeğe hâzırız) derler. Çünki onlar, (Kim Allahü teâlâya kavuşmak istemezse, Allahü teâlâ da, ona kavuşmak istemez. Kim Allahü teâlâya kavuşmağı severse Allahü teâlâ da, ona kavuşmağı sever) ve (Ölüm, dostu dosta kavuşduran bir köprüdür) hadîs-i şerîflerine tam inanmışlardır. Pek çok din büyükleri ve Evliyâ ölümü hemen isteyerek, Allahü teâlâya, Resûlullaha ve Evliyâdan olan hocalarına ve diğer Velîlere kavuşmağı istemişlerdir. Kendilerini ölüm hastalığında gören talebelerine, (Üzülmeyiniz! Resûlullaha ve Allahü teâlâya kavuşacak bir kimse için veyâ bir evin bir odasından diğer odasına geçecek olan kimse için ağlanılmaz) diye nasîhat buyurmuşlardır. Bu din büyüklerinin hepsi, tatlı bir tebessüm ile güler oldukları hâlde, dünyâdan ayrılmışlardır.] İşte burasını söylemek, papazın işine gelmediğinden, sâdece cismânî Cennet ni’metleri tarafını beyân etmişdir. Güyâ bu, i’tirâzını kuvvetlendirmekdedir. Hâlbuki, bu kadar i’tirâzı ve teassubu ile berâber, müslimânların ve şehîdlerin ölürken hıristiyanlardan dahâ ziyâde ferah ve sevinç içinde olduklarını kendisi i’tirâf etmekdedir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.