Allahü teâlânın kudreti sonsuzdur.
Yine bu papaz, (İncîlde Îsâ Mesîh, îmânı olmıyan bir kimseyi veyâ bir hükümdârı tehdît etmemiş ve ona başkalarına ibret olacak bir şeklde muâmele etmeyi de emr etmemişdir. Hükümdâr kâfir olsa bile, ona itâat etmeyi emr etmişdir) demekdedir.
CEVÂB: Evet Îsâ aleyhisselâm, kâfir hükümdâra dahî itâati, emr etmişdir. Çünki, yetmiş-seksen kişi ile Roma devletine ve bütün yehûdîlere karşı cihâd etmek, onlara karşı gelmek mümkin değil idi. İslâmiyyetde de, hükûmete, kanûnlara karşı gelmek men’ edilmişdir.
Yine bu papaz, (İncîl bütün hükümdârlara itâat etmeği emr eder. Hattâ hıristiyan olmıyan hükümdârlar şöyle dursun, hıristiyanlığa, buğz ve düşmanlığı olan hükümdârların dünyâ nizâmlarına, kanûnlarına itâat etmek lâzım olduğunu herkese ta’lîm ve tavsiye eder)demekdedir.
CEVÂB: Protestanlığın kurucusu olan Lutherin, hıristiyanlıkda böyle bir kâidenin bulunduğunu, bu risâleyi yazan papaz kadar bilmediğine hayret edilir! Veyâ kendisi hiç kimseye tâbi’ olmadığından, aslâ buna i’tibâr etmemişdir. Çünki Luther, İngiltere kralı sekizinci Henri hakkında yazdığı tenkîd yazılarında, gâyet tahkîr edici bir lisân kullanır. Meselâ, kitâbının 1808 senesindeki baskısının yedinci cildinin ikiyüz yetmişyedinci sahîfesinde diyor ki, (Milletin selâmeti için ben deyyûs ile konuşuyorum. O kral, ahmaklığı sebebi ile, izzet ve makâmının hukûkuna hurmet etmediği hâlde, ben niçin o deyyûsun yalanını ağzına tıkmıyayım. Ey câhil meşe odunu, sen mülkün sâhibi olduğun hâlde, niçin sahtekâr bir yalancı ve kefen soyucu, hırsız ve ahmaksın. İşte İngilterenin üstünlüğü ve bereketleri ile idâresi, bundan sonra senin eline kalmışdır…. vs…. vs.) Görülüyor ki, protestanların lideri ve protestanlığın kurucusu olan Luther, hıristiyanlığa düşmanlığı olmıyan, ancak Lutherin yeniliklerine i’tibâr etmiyen Henriye itâat edip, boyun eğmek bir tarafa, hakkında yukarıdaki çirkin sözleri kullanmakdan aslâ çekinmemişdir. [Bütün bunlardan sonra, İncîllerdeki (hükümdârlara kâfir bile olsa, boyun eğip itâat ediniz) emri nerede kalmışdır. Protestanlığın kurucusu Luther, niçin itâat etmeyip, isyân ederek İncîlin emrlerini çiğnemişdir?]
Yine bu risâlede, (Muhammed aleyhisselâm, harb ederek bir din değil, siyâsî bir hükûmet kurmuşdur. İslâm dîninde ancak Medîne-i münevverede cihâda izn verilmişdir. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”, Mûsâ aleyhisselâm gibi, cihâd ile emr olunmuşdu.