Cihâd için adam lâzım olursa, onlara baş vurmayın. Cizye [gelir vergisi] almak gerekirse, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar malları ve mülkleri bulunursa bulunsun, yılda oniki dirhemden [kırk gram gümüşden] dahâ fazla vergi almayın. Onlara zahmet, meşakkat teklîf olunmaz. Kendileriyle bir müzâkere yapmak îcâb ederse, ancak merhamet, iyilik ve şefkat ile hareket edilecekdir. Onları dâimâ merhamet ve şefkat kanadları altında himâye ediniz! Nerede olursa olsun, bir müslimân erkekle evli olan hıristiyan kadınlara, fenâ mu’âmele etmeyiniz! Onların kendi kiliselerine gidip, kendi dinlerine göre ibâdet etmelerine mâni’ olmayınız! Her kim ki, Allahü teâlânın bu emrine itâ’at etmez ve bunun zıddına hareket ederse, Cenâb-ı Hakkın ve Peygamberinin “sallallahü aleyhi ve sellem” emrlerine isyân etmiş sayılacakdır. Bunlara kilise ta’mirlerinde yardımcı olunacakdır. Bu ahdnâme [sözleşme] kıyâmet gününe kadar devâm edecek, dünyâ sonuna kadar değişmeden kalacak ve hiç bir kimse, bunun aksine bir hareketde bulunmayacakdır.)
Bu ahdnâme hicretin onuncu senesi, Muharrem ayının üçüncü günü, Medînede Mescid-i se’âdetde Alîye “radıyallahü teâlâ anh” yazdırılmışdır. Altındaki imzâlar:
Muhammed bin Abdüllah Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”.
Ebû Bekr bin Ebî-Kuhâfe,
Ömer bin Hattâb,
Osmân bin Affân,
Abdüllah bin Mes’ûd,
Abbâs bin Abdülmuttalib,
Fadl bin Abbâs,
Zübeyr bin Avvâm,
Talha bin Ubeydüllah,
Sa’d bin Mu’âz,
Sa’d bin Ubâde,
Sâbit bin Kays,
Zeyd bin Sâbit,
Hâris bin Sâbit,
Abdüllah bin Ömer,
Ammar bin Yâsir