369

Mâdem kendisi, nakli bırakıp, aklî deliller ile fesâd çıkarmağa çalışmakdadır. Biz de onun iftirâlarının aklî olan mahzûrlarını beyân edelim:

Her iklimin kendine mahsûs tabîati ve te’sîrleri olduğu gibi, her iklîmde bulunan milletler ve kavmlerin de, kendilerine mahsûs bir takım millî örf ve âdetleri vardır. Asrlardan beri, o âdetlere alışmış olduklarından, onu terk etmeleri mümkin değildir. Çünki bu âdetlerin ekserîsi, o iklîmin havası ve suyu ile yoğrulmuş olan huylarının îcâbıdır. Onları, bu huylardan vaz geçirmek, bir şeyin mâhiyyetini değişdirmek gibidir. İşte, teaddüd-i zevcât ve talâk husûsu da, ekvatora yakın olan ve havası sıcak olan memleketlerin ehâlîsi arasında, uzun zemândan beri mevcûd olan, bir örf ve âdet idi. İmkân sâhibi olanların, çok kadını nikâh etmeleri; Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânına kadar devâm etdi. Bundan sonra, Kur’ân-ı kerîm nâzil olmuş ve Kur’ân-ı kerîm bu kadın sayısını dörde indirmişdir. Buna da, adâlet şartını koyarak, zımnen bu sayıyı bire tahsîs etmişdir. Buna göre, arab kavmi gibi pek çok kadın ile evlenmeğe alışmış bir kavmi, dörde kadar kadınla evlenmeğe alışdırmak [ve eski âdetlerinden vaz geçirmek] Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” mu’cizelerindendir. Bununla berâber, Asya ehâlîsinin meşreb ve yaratılışları, Avrupalılara benzemediğinden, onlar birden fazla kadınla evlendikleri zemân, papazların zan etdikleri kadar uygunsuzluklar meydâna gelmez. Çünki evlenmek üç sebeb ile olur:

1 — İnsan neslinin devâmı,

2 — Bir başkasının mülküne tecâvüzden ve zinâdan sakınarak, iffet ile yaşamak,

3 — Ev işlerinin güzel bir şeklde tanzîmi ve malların ve eşyânın muhâfazasıdır.

Bir kadın çocuk sâhibi olamadığı zemân, evliliğin birinci sebebi yerine gelmeyip, insan neslinin inkıtâına sebeb olur. Eğer zevce bir hastalığa mübtelâ veyâ yaratılışda bünyesi gâyet za’îf olur, zevcinin bünyesi de kuvvetli ve sıhhatli olursa, evliliğin ikinci sebebi de zâil olur. Bunun zâil olması ise, zinâ gibi, pek büyük bir fesâda sebeb olur. Bir diğer husûs da, eğer kadın müsrif, sefîh, itâ’atsiz, hâin ve kötü huylu ve kötü dilli olursa, üçüncü sebeb de yok olmuş olur. Böylece erkek ömrünün sonuna kadar, garîblik, eziyyet ve hüsrân içerisinde bulunur. Zengin ve haysiyyet sâhibi nice hıristiyan vardır ki, hanımı çocuksuz veyâ yaşlı veyâ sefîh ve kötü huylu olduğu için, onu boşayarak bir diğerini alamaz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.