369

İnsanların en son elde etdikleri mu’azzam enerji kaynağı, atomları parçalıyarak meydâna çıkardıkları atom enerjisidir. Hâlbuki, insanların “en büyük enerji kaynağı” saydıkları atom bombasının enerjisi, büyük yer sarsıntılarında ortaya çıkan enerji ile karşılaşdırılacak olursa, bu enerjinin, on binlerce atom bombası enerjisinden dahâ fazla olduğu görülür.

İnsan, kendi vücûdunun ne mu’azzam bir fabrika ve laboratuvar olduğunun farkına varmaz. Hâlbuki, yalnız nefes alıp vermek bile, mu’azzam bir kimyâ hâdisesidir. Havadan alınan oksijen, vücûddaki maddeleri yakdıkdan sonra, karbon dioksid hâlinde dışarı çıkarılır.

Sindirim (hazm) sistemi ise, mu’azzam bir fabrikadır. Ağızla alınan gıdâ maddeleri ve içecekler, mi’de ve bağırsaklarda parçalanıp işlendikden sonra, vücûda fâideli olan kısmı, ince bağırsaklarda süzülerek kana karışmakda ve posası dışarı atılmakdadır. Bu mu’azzam hâdise, otomatik olarak ve büyük bir intizam ile yapılmakda, vücûd bir fabrika gibi işlemekdedir.]

Bunların tafsîlatını anlatmağa defter ve kalem kâfî gelmez. Astronomi, anatomi, ya’nî ilm-i teşrîh, zooloji ve botanik ya’nî hayvânat ve nebâtâtı inceleyen ilmlerde âlim olanlara, bu husûs güneşden dahâ açıkdır. [İşte bütün bunları yaratan pek muazzam bir kudret sâhibi olan, hiç değişmeyen ve sonsuz var olan yaratıcı “ALLAHÜ TEÂL”dır.]

Bilhâssa Evliyâ-i kirâma, ya’nî rûhlar âleminde yükselmiş olanlara, Allahü teâlânın fi’llerinin ne kadar muhkem ve muntazam olduğu, gâyet âşikârdır, açıkdır. Muhkem ve muntazam işler ise, o işleri yapanın ilminin yüksekliğine delâlet eder. Şöyle ki, bir kimse çok güzel bir yazı görse, bundan onu yazanın hat san’atındaki mehâret ve ilminin yüksekliğini anlar. Nitekim, Bekara sûresinin yüzaltmışdördüncü âyetinde meâlen: (Muhakkak ki, [yıldızlarla süslü] göklerin ve[dağlar, denizler ve nebâtât vb. ile süslü] Arzın yaratılışında, gece ve gündüzün birbirini ta’kîbinde, [insanları ve] insanlara fâideli olan şeyleri denizde götürüp giden gemilerde; yeryüzü kurudukdan sonra, Allahü teâlânın gökden yağmur indirerek nebâtâtı diriltmesinde, o Arz üzerinde, her dürlü hayvânâtı yaymasında, rüzgârları her tarafdan esdirmesinde, semâ ile Arz arasında bulutların, Allahü teâlânın emr ve hükmü ile gitmesinde, akl, fikr ve nazar sâhibi olanlar için, Allahü teâlânın kudret ve azametine delîller ve ibretler vardır) buyurulmuşdur. Fussilet sûresinin elliüçüncü âyetinde meâlen:(Biz onlara [Mekke halkına], gerek âfâkda [göklerde ve yerde], gerek enfüsde[yaratılışlarının latîfliğinde ve benzersizliğinde, kudretimize delâlet eden] âyetlerimizi [güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, rüzgâr, yağmur, insanın ana rahminde, uzvlarının teşekkülü vb.]göstereceğiz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.