Sâdece halkı toplamak için, Îsâ aleyhisselâmın havârîsinden olan bir zâtın Pavlosa böyle bir teklîfde bulunmak cesâretini göstermesi, hıristiyanlığın nasıl temeller üzerine kurulmuş olduğunu göstermekdedir.
Üçüncüsü: Mîlâdın ikinci asrı ortalarında Hierapolis piskoposu olan meşhûr St. Papias, kitâbında hazret-i Îsânın sözleri ve fi’llerine dâir yalnız iki kısa mecmû’anın mevcûd olduğunu zikr etmişdir. Bunlardan birisi, havârîlerden Petrusun tercümânı olan Markosa âid bir mecmû’a, diğeri de, İbrânîce ba’zı emrleri ve ahkâmı toplıyan Mattanın mecmû’asıdır. St. Papias, Markosa âid olan mecmû’anın, gâyet kısa, noksan ve zemân sıralamasına göre yazılmamış olup, ba’zı hikâye ve nakllerden ibâret olduğunu beyân etmişdir. Bundan anlaşılan şudur: İkinci asr ortasında Matta ile Markosun birer kısa mecmû’aları mevcûd olup, St. Papias onları görmüş, vasfları ile berâber yazmış ve birbirinden farklarını da beyân etmişdir.
Bugün ellerde mevcûd olan Matta ve Markos İncîlleri ise, sanki birbirinden istinsâh edilmiş, yazılmış gibi, birisi diğerine benzer ve tafsîlâtlıdır. St. Papiasın gördüğü nüshaların bunlar olmadığı veyâ sonradan bu nüshalara ilâveler yapılarak, genişletilmiş oldukları açıkdır.
Luka ve Yuhannâ İncîllerine gelince; St. Papias bunlardan hiç bahs etmemişdir. Hâliyle St. Papias, Hierapolisde olduğu veyâ Yuhannânın talebeleri ile karşılaşıp, onlardan ma’lûmât aldığı hâlde, Yuhannâ İncîline dâir tek bir harf dahî söylememişdir. Bu hâl ise, Yuhannâ İncîlinin o târîhden sonra yazılmış olduğunu isbât eder.
MATTA İNCÎLİ
Matta İncîlinin dokuzuncu bâbının, dokuzuncu âyetinde şöyle yazılıdır: (Ve Îsâ oradan geçerken gümrük yerinde oturan ve Matta denilen bir adam görüp, ona, bana tâbi’ ol, ardımca gel deyince, o da kalkıp ona tâbi’ oldu, ardınca gitdi.) Şimdi, iyice dikkat ediniz, bu cümleleri yazan Mattanın kendisi ise, niçin kendisi olduğunu söylemeyip, bir başka Matta gibi söylemişdir. [Eğer, bu İncîli yazan Mattanın kendisi olsa idi hâdiseyi (Ben gümrük yerinde oturur iken, Îsâ “aleyhisselâm” oradan geçiyordu. Beni gördü ve bana tâbi’ ol, ardımca gel dedi. Ben de, kalkıp ona tâbi’ oldum, ardınca gitdim) şeklinde zikr etmesi îcâb ederdi.]
Matta İncîlinde, Îsâ aleyhisselâmın ağzından söylenilen her makâle, o kadar uzundur ki, bunların her birini, bir meclisde ve bir def’ada söylemek mümkin değildir.