(İcmâ’), dört delîlden biridir. Hiç hilâf olmadığı zemân, kat’î kesin olur. Bir hilâf bulunursa, bu hilâf şâz ve nâdir olsa bile, bu icmâ’, zannî olur. Kat’î olmaz. Ehl-i sünnete göre, hazret-i Osmânın hilâfeti hakdır. Bu söz icmâ’ ile bildirilmişdir. Fekat hazret-i Osmânın, hazret-i Alîden üstün olduğunda icmâ’ yokdur. Görülüyor ki, hilâfetin kat’î olması, üstünlüğün kat’î olmasına sebeb olmuyor. Üstünlüğün zannî olması da hilâfetin zannî olmasına sebeb olmuyor. Hakîkî üstünlük, Allahü teâlânın çok sevmesidir. Bu ise, ancak vahy ile anlaşılır. Medh olunmak, üstünlüğü göstermez. Çünki, Eshâb-ı kirâmın hepsi “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” medh olunmuşdur.
Süâl: Hazret-i Ebû Bekrin halîfe olacağını gösteren hadîs-i şerîfler, Allahü teâlânın yaratacağı şeyleri önceden haber vermek gibidir. Hak olduğunu göstermez. Gösterir desek bile câiz olduğunu gösterir. Çünki üstünlükleri müsâvî olan veyâ üstünlüğü az olan, halîfe olabilir. (Benden sonra Ebû Bekre ve Ömere itâ’at ediniz!) hadîs-i şerîfi, Allahü teâlâ bunların halîfe olmasını irâde etdiği için itâ’at ediniz demekdir. Çünki halîfe seçilene, üstün olmasa bile, itâ’at etmek vâcibdir. (Ebû Bekr ile ve Ömer ile birlikde mezârdan kalkarız) hadîs-i şerîfi de, tesâdüfen olacak şeyi haber vermekdedir. Bu haberler üstünlüğü göstermez. Diğer hadîs-i şerîfler ve rü’yâlar da, olacak şeyleri haber vermekdedirler denirse:
Cevâb: İrâde-i teşrî’î, irâde-i tekvînîye tâbi’dir. Allahü teâlâ, belli zemânda, belli insanları yaratacağını ezelde bildi. Bunlar için fâideli olacak işleri de bildi. O insanları, o zemânda yaratmağı irâde etdi. Harâmları ve halâlleri ve emrlerini ayırdı. Bunları takdîr etmiş oldu. Zemânları gelince yaratmakdadır. Şeyhaynın halîfe olacaklarını ezelde irâde etdi. Bu irâdesini Resûlüne bildirdi. Resûlullah da (Benden sonra) buyurarak, (İrâde-i tekvînî)yi ve (İtâ’at ediniz!) buyurarak, (İrâde-i teşrî’î)yi bildirdi. Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” gelmesini ve Ona îmânın farz olmasını, ezelde irâde etmesi gibi oldu. Resûlullaha îmânın farz olması, halîfelere itâ’at etmenin vâcib olması, onların fazîletlerini gösterir. Bu fazîletden üstün bir fazîlet olamaz. Şeyhaynın halîfe olacaklarını haber veren elliden fazla delîl vardır. Bunların çoğu açık bildirilmişdir.
Süâl: Hazret-i Ömer ve hazret-i Osmân, Müt’a ve Kırân haclarını yasak etdiler. Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” bunlara karşı geldi. Buna ne dersiniz?
Cevâb: Dört mezheb âlimleri bildiriyor ki, hazret-i Ömer Müt’a haccını inkâr etmedi.