415

90 EBÛ TÂLİB: Abdülmuttalibin oğlu, Resûlullahın amcası, hazret-i Alî ile Ca’fer Tayyârın babasıdır. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellemyetîm olduğundan, dedesi Abdülmuttalibin yanında büyüdü. Sekiz yaşında iken, dedesi vefât ederken, kendisini Ebû Tâlibe ısmarladı. Ebû Tâlib, Fahr-i âlemi pekçok sever ve sayardı. Resûlullahı Kureyş kâfirlerinin hücûmlarına karşı son derece korurdu. Fekat, öleceği zemân, kadınların, (ölüm korkusundan, dedelerinin dînini bırakdı) demelerinden çekinerek islâma gelmedi. Resûlullah, Ebû Tâlibin müslimân olmasını çok istiyordu. Son nefesinde de, islâma da’vet etdi ise de, kabûl etmedi. Ölürken dudakları oynadı. Yanında bulunan kardeşi Abbâs (Yâ Muhammed! Kardeşim, istediğini söyledi) dedi ise de, (Hayır. Ben işitmedim) buyurdu. Hicretden üç yıl önce, seksen yaşını geçmiş olarak vefât etdi. 170, 195, 303, 310, 318, 339.

91 — EBÜTTUFEYL: Adı Âmir bin Vâsiledir. Sahâbedendir. Hazret-i Alînin sohbetinde bulunurdu. Hazret-i Hüseynin kanını da’vâ eden Muhtarla birlikde döğüşmüşdür. Muhtar tutuldukdan sonra, yaşayıp, Mekkede, hicretin yüzüncü yılında, bir düğünde, oğlunun vefâtında söylemiş olduğu bir kasîde okunurken, üzüntüden vefât etdi. Eshâb-ı kirâmdan yer yüzünde en son vefât eden budur. 19, 252.

92 — EBÛ UBEYDE BİN CERRAH: Adı Âmir bin Abdüllahdır. Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Bedr gazâsında, kâfir ordusunda bulunan babasını katl etmişdir. Her gazâda bulunup, fevkal’âde cesâret göstermişdir. Hazret-i Ebû Bekr ve Ömer zemânlarında Şâmdaki orduda çok kahramanlık gösterdi. Bu ordunun kumandanı olup, Şâmı aldı. Adâleti, rumları hayretde bırakdı. Aşere-i mübeşşereden idi. 18 de 58 yaşında iken Remle ile Kuds arasında, tâ’ûndan vefât etdi. 113, 114, 115, 166, 172, 185, 199, 203, 215, 251, 258, 323.

93 EBÛ YÛSÜF: Ya’kûb bin İbrâhîm-i ensârî, Hanefî mezhebindeki müctehidlerin en büyüğüdür. Hanefî mezhebinde ilk kitâb yazan budur. 113 [m. 731] yılında Kûfede tevellüd ve 182 [m. 798] de Bağdâdda vefât etdi. Halîfe Mehdî, Hâdî ve Hârûnürreşîd zemânlarında, onsekiz sene Bağdâdda kâdılkudât ya’nî temyîz reîsliği yapdı. Derin hadîs âlimi idi. Çok zekî, keskin görüşlü idi. Oğlu Yûsüf de âlim idi. Hârûn zemânında vâlî idi. Ebû Yûsüf yetîm olup, anası çok fakîr idi. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîferahmetullahi aleyh” bunun keskin zekâsını görüp, kendine talebe yapdı. Evinin bütün ihtiyâcını, yıllarca bolbol İmâm-ı a’zam te’mîn etdi. Annesi yine mâni’ olmak istedi. İmâm-ı a’zam buyurdu ki, (Oğlun burada aç değildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.