415

Meselâ, sultân Mahmûdun serây nâzırlarından Hâlet efendi, mevlevî idi. Mevlânâ Hâlidin şöhret ve i’tibârını çekemiyerek kendisini halîfeye çekişdirdi ve (Onbinlerle adamı vardır. Devlet ve saltanat için tehlükelidir. Ortadan kaldırılması lâzımdır) dedi. Sultân Mahmûd da (Din adamlarından devlete zarar gelmez) diyerek sözüne kıymet vermedi. Mevlânâ Hâlid hazretleri bunu işitince, halîfeye hayr ve selâmetle düâ eyledi ve (Hâlet efendinin işi, pîri Celâleddîn-i rûmî hazretlerine havâle olundu. Onu huzûruna çekip, cezâsını verecekdir) buyurdu. Az zemân sonra sultân Mahmûd hân, Mora ısyânına sebeb olduğu için, onu Konyaya sürdü. Orada i’dâm olundu.

Mevlânâ Hâlid 1192 de Zûr kazâsında tevellüd ve 1242 [m. 1826] de Şâmda tâ’ûndan vefât etdi “kaddesallahü teâlâ sirrehul’azîz”. (Câliyet-ül-ekdâr) salevât kitâbı her hafta okunur. Çok fâidelidir. Nahvde, kelâmda, fıkhda, tesavvufda kıymetli kitâbları vardır. Fârisî olan (İ’tikâdnâme) adındaki âmentü şerhinin ve râbıta risâlesinin tercemeleri basılmışdır. (İ’tikâdnâme)nin türkçe, fransızca, almanca ve ingilizce tercemeleri, Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. 88, 154, 392, 411.

116 HAMZA BİN ABDÜL-MUTTALİB: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” amcasıdır. Hem de süt kardeşidir. Annesi Hâle, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” annesi olan hazret-i Âminenin amcasının kızı idi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” kırkaltı yaşında iken, birgün Safâ tepesinde oturuyordu. Ebû Cehl, yanından geçerken, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” küfr etdi. Mubârek ağzını açmadı. Birşey demedi. Fekat, bir hizmetçi kız, bunu işitdi. Hamza “radıyallahü anh”, o gün avdan geliyordu. Âdeti üzere, tavâf yapmak için, Harem-i şerîfe uğradı. Hizmetçi kız, yanına gelip, (Ebû Cehl, kardeşin oğluna, şöyle şöyle söyledi) dedi. Hamza dahâ müslimân olmamışdı. Fekat, kardeşinin oğluna küfr edildiğini işitince, akrabâlık damarları hareket etdi. Silâhları üstünde olarak, Kureyş kâfirlerinin yanına geldi. (Kardeşim oğluna kötü söz söyliyen, kalbini inciten, sen misin?) diyerek, boynundaki ok atan yay ile, Ebû Cehlin başını yardı. Orada bulunan kâfirler, Hamzaya saldıracak oldular. Büyük çarpışma çıkacakdı. Fekat, Ebû Cehl (Dokunmayınız! Hamza haklıdır. Onun kardeşi oğluna, bilerek, kötü şeyler söyledim) dedi. Böylece, Hamzayı başından savdı. (Aman, ona ilişmeyiniz! Bize kızar da, müslimân olur. Bununla, Muhammed kuvvetlenir) dedi. Hamza müslimân olmasın diye, kafasının yarılmasına râzı oldu. Çünki, Hamza, hâtırı sayılır, kıymetli ve kuvvetli idi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.