415

Yezîd, Şâmdan bunu haber alınca, Irâk vâlîsi, Ubeydüllah bin Ziyâde emr gönderip, Kûfeye sokma dedi. Bu da, Sa’d ibni Ebî Vakkâsın oğlu Ömerin kumandasında bir ordu gönderdi. Ömer, geri dönmesini bildirdi ise de, İmâm kabûl etmeyip harb etdi. Yanında bulunanlara da tekrâr tekrâr teslîm olun denildi ise de, 72 si de şehîd oluncıya kadar dövüşdü. Sinan bin Enes Nehâî, hazret-i İmâmı şehîd etdi. Mubârek oğlu, imâm-ı Zeynel’âbidîn on yaşında ve hasta yatmakda olduğu için öldürülmedi. Kadınlarla ve imâmın mubârek başı ile Şâma gönderildi. Mubârek başı, Mısrda Karâfe kabristânında medfûndur. 29, 48, 65, 68, 69, 74, 105, 106, 110, 115, 118, 127, 131, 133, 134, 136, 137, 138, 139, 140, 165, 181, 195, 221, 235, 242, 243, 244, 250, 280, 302, 316, 329, 331, 358, 399, 400, 401, 402, 408.

123 HÜSEYN BİN ALÎ VÂ’İZ-İ KÂŞİFÎ: Sultân Hüseyn Baykıra zemânında Hiratda vâ’iz idi. (Mevâhib-i aliyye) adındaki fârisî tefsîri çok kıymetlidir. Muhammed bin İdris-i Bitlisî [982] ve serây hocalarından İsmâ’îl Ferruh efendi tarafından 1246 da türkçeye terceme edilmiş, ikincisi (Mevâkıb) tefsîri ismi ile basılmışdır. (Lübâbül-ihtiyârât ta’yîn-il-evkat) kitâbında nemâz vaktlerinin ta’yînini bildirmekdedir. 910 [m. 1504] da vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. 52, 101.

124 — HÜSEYN BUHÂRÎ: Hüseyn bin Yahyâ Buhârî, Hanefî âlimlerindendir. 400 [m. 1010] yılında vefât etdi. İmâm-ı Muhammedin (Câmi’ulkebîr)ini şerh etmişdir. 107.

125 HÜSEYN HİLMİ IŞIK: Binüçyüzyirmidokuz [1329] hicrî yılına rastlıyan bindokuzyüzonbir [1911] senesinde Mart ayının sekizinci günü, güzel bir behâr sabâhı, İstanbulda, Eyyûb sultânda, Servi Mahallesi, Vezîrtekke sokağı Şifâ yokuşunda [1] numaralı evde tevellüd etdi. Babası Sa’îd efendi ve dedesi İbrâhîm pehlivan, Plevnenin Lofca kasabası, Tepova köyünden, annesi Âişe hanım ve annesinin babası Hüseyin ağa da, Lofca kasabasından idiler. Sa’îd efendi, doksanüç [hicrî 1295, mîlâdî 1878] Rus harbinde muhâcir olarak İstanbula gelmiş, Vezîrtekkesinde yerleşip evlenmişdi. Harb ve muhâcirlik sıkıntıları sebebi ile, hiçbir mektebe gidememiş, belediyyede kantar me’mûru olmuş, kırk seneden fazla, bu vazîfeyi yapmışdı. İstanbulun büyük câmi’lerinde, meşhûr hocaların derslerine aralıksız devâm ederek din bilgilerinde çok derinleşmişdi. Vazîfesi îcâbı matematiğin dört işlemini zihn ile yapmakda, o kadar mâhir olmuşdu ki, görenler şaşardı.

Beş yaşında, Eyyûb câmi’i ile Bostan iskelesi arasındaki Mihri Şâh Sultân ilk mektebine başladı. Burada iki senede Kur’ân-ı kerîmi hatm eyledi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.