Fâsık olan mü’mine la’net etmek câiz değildir. Hattâ, hayâtda olan bir kâfire de la’net, câiz değildir. Çünki, mü’min olarak ölmesi ihtimâli vardır. Ancak belli olmıyan kâfirlere ve kâfir olarak öldüğü bilinen kimseye la’net câizdir. Yezîdin hep nemâz kıldığı muhakkakdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, nemâz kılanlara la’net olunmasını yasak etmişdir. Sa’düddîn-i Teftâzânî, (Akâid-i Nesefiyye)şerhinde diyor ki, (Yezîde la’net mes’elesinde, Ehl-i sünnet âlimleri ikiye ayrıldı. (Hulâsa)da ve başka kitâblarda, ona ve Haccac Yûsüfe la’net câiz olmadığı bildirildi. Çünki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” nemâz kılanlara ve Ehl-i Kıbleye la’net etmeği nehy etdi). Netîcede deriz ki, Yezîdin imâm-ı Hüseyni öldürmeğe emr verip vermediği ve buna râzı olup olmadığı, kesin olarak bilinmediği için, susmak iyidir. Çünki, ona la’net etmek emr edilmedi. La’net etmemek de günâh değildir. Evet, onun yapdığı çirkin işi sevmeyiz. Râzı olmasa bile, onun sebeb olduğu meydândadır. (Nuhbe)den terceme temâm oldu.
Hindistân âlimlerinden mevlânâ hâfız Hakîm Abdüşşekür Mirzâpûrî, (Şehâdet-i Hüseyn) kitâbında hazret-i Hüseyni Kûfe şehrinde kendilerine şî’î diyenlerin şehîd etdiklerini ve şehîd eden Şemmer habîsinin, hazret-i Alînin askeri arasında, hazret-i Mu’âviyeye karşı harb etdiğini vesîkalarla isbât etmekdedir. Bu kitâbı mevlevî Gulâm Haydar Fârûkî, urdu dilinden fârisîye terceme etmiş, 1395 [m. 1975] de Karaşide basdırılmışdır. Mezkûr (Şehâdet-i Hüseyn) kitâbdan ba’zı kısmları bu (Eshâb-ı Kirâm) kitâbımızın 135.ci sahîfesinde ve (Hak Sözün Vesîkaları) kitâbının (Îmân ile ölmek için kardeşim, Ehl-i beyt ile Eshâbı sevmelisin) kısmının otuzaltıncı maddesinde yazılıdır. Oradan okuyunuz!. 27, 37, 63, 65, 76, 77, 88, 136, 137, 138, 139, 140, 194, 211, 244, 305, 317, 341, 344, 345, 346, 350, 357.
254 — YEZÎD BİN EBÎ SÜFYÂN: Ebû Süfyânın oğlu, hazret-i Mu’âviyenin büyük kardeşi idi. Eshâb-ı kirâmdandır. Çok sâlih idi. Mekkenin fethinde müslimân oldu. Hüneyn gazâsında bulundu. Hazret-i Ebû Bekrin Şâma gönderdiği orduda, bir birliğin kumandanı idi. Hazret-i Ömer zemânında Filistin vâlîsi oldu. Ondokuzuncu yılda tâ’ûndan vefât etdi “radıyallahü teâlâ anh”. Yerine kardeşi Mu’âviyeyi vekîl bırakmışdı. Halîfe de tasdîk etdi. 60, 62, 64, 246, 251, 349, 355, 356.
255 — YÛSÜF “aleyhisselâm”: Ya’kûb “aleyhisselâm”, oniki oğlundan en çok Yûsüfü severdi. Kardeşleri, onu kıra götürüp kuyuya atdı. Onu kurt yidi dediler. İçlerinden biri, kuyuya yemek götürmüşdü.