415

Hazret-i Mu’âviyeradıyallahü anh” zemânında Ümm-i Hırâm, zevci ile gemilere binip, Kıbrısa gitdi. Kıbrısda atdan düşüp şehîd oldu. Kıbrısın ikinci fâtihi, Mısr sultânı Eşref Tatar olup, 828 [m. 1425] de feth etmişdir. Üçüncü fâtihi ikinci Sultân Selîm hân olup, 978 [m. 1570] de almışdı. Berlin muâhedesinden sonra 1295 [m. 1878] de yalnız idâresi İngiltereye bırakılmışdır. Hazret-i Mu’âviye, elli senesinde oğlu Yezîdi, İstanbulu almağa gönderdi. Hâlid ibni Zeyd ebû Eyyûbel ensârî de, bu orduda olup, birçok Eshâb-ı kirâmaleyhimürrıdvân” ile birlikde İstanbulda şehîd oldular. Bizansdan her sene vergi almak üzere sulh yapdılar. Ellidört yılında Ubeydullah ibni Ziyâd [Abbâsî vezîrlerinden, ibni Zeyyâd başkadır] kumandasındaki bir ordusu, Asyada Ceyhûn nehrini develerle geçip Buhâra alındı. Asyada, Afrikada her ân islâmiyyet yayıldı. Kudüs-i şerîfi, evvelce Ömer “radıyallahü anh” almış idi ise de, sonra kâfirlerin eline geçmişdi. Mu’âviye “radıyallahü anh” tekrâr aldı. Hülâsa, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yâ Rabbî! Mu’âviyeyi her yerde hâkim et!) düâsı, yerini bulup, Afrikada Kayrivandan, Asyada Buhârâya kadar ve Yemenden İstanbula kadar bütün memleketlere hâkim oldu. Herkes kendisini sever, hürmet ederdi. Ehl-i islâm, râhat ve bolluk içinde idi. Gâyet güzel giyinir, latîf atlara biner, zevk ile yaşardı. Fekat, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sohbeti ve hayr düâları sâyesinde, islâmiyyetden ayrılmazdı. Günâh, zulm etmemeğe çok dikkat ederdi. Şâmda, hazret-i Ömer zemânında dört sene, hazret-i Osmân zemânında oniki sene, hazret-i Alî zemânında beş sene, Hasen hilâfetinde altı ay vâlî olup, Hasen “radıyallahü anhüm” hilâfeti bırakınca, bütün islâm memleketlerine şer’an ve sahîh olarak ondokuz sene halîfe oldu. Hicretin altmışıncı senesinde [60] Receb ayında, yetmişdokuz yaşında vefât etdi. Şâmda defn edildi. Vefât edeceği zemân, bereketlenmek için, hurmetle saklamakda olduğu, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin mubârek saçlarından birkaç kılı ve mubârek tırnaklarını, ölünce ağzına ve gözlerine koymalarını vasiyyet etmişdi. Abdürrahmân, Yezîd, Abdüllah isminde üç oğlu ile Hind, Remele, Safiyye ve Âişe isminde dört kızı vardı). Mir’ât-ı kâinâtın yazısı, burada temâm oldu.

Mısr ulemâsından imâm-ı Ahmed bin Muhammed Şihâbüddîn-i Kastalânînin “rahime-hullahü teâlâ”,(Mevâhib-i ledünniyye) kitâbının, şâir Mahmûd Abdülbâkî “rahime-hullahü teâlâ” tercemesinde diyor ki, (İbni İshaka göre, Mu’âviye “radıyallahü anh” Şâmda yirmi sene vâlî, yirmi sene de halîfe idi. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel buyuruyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, ona düâ edip, (Yâ Rabbî! Mu’âviyeye ilm ve hesâb öğret! Onu Cehennemden koru!) buyurdu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.