Âlimler cevâb veremedi diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerini lekelemeğe yeltenmekdedir.
4 — (Alînin “radıyallahü anh” çocuk iken îmân etdiğini ve çocuğun îmânının makbûl olduğunu, yalan yanlış isbâta kalkışıyor. Bunun için, hilâfet onun hakkıdır, diyerek âlimleri susdurdu) diyor.
Ehl-i sünneti, sanki hazret-i Alînin “radıyallahü anh” çocuk iken îmân etmiş olduğuna inanmıyormuş gibi göstererek, Ehl-i sünnet âlimlerini rezîl etdi diyor. Hâlbuki, Ehl-i sünnet kitâblarının hepsi, imâm-ı Alînin “radıyallahü anh” çocuk iken îmân etmekle şereflendiğini uzun uzun yazarak, o Allahın arslanını medh ve senâ etmekdedir.
5 — Bir sahîfede (Alî, Resûlullahdan sonra, Enbiyâ-i mürselînden efdaldır. İmâm vasıyyi Resûl ve suhuf-i münzelenin ve Tevrât, Zebûr, İncîl ve Fürkânın hâfızıdır. Ebû Bekr ise, kırk yaşında Lât-ü Uzzâ denilen heykellere ibâdeti terk ederek islâma gelmiş ise de, çok def’a Resûl-i Hudâya muhâlefetde bulunmuşdur ve cildi, kanı şerâb ile beslenmiş iken, onun îmânına i’tibâr edip. hânedân-ı nübüvvetin ma’sûmlarının îmânına i’tibâr olunmaz dersiniz ve buğz-u adâvet-i Hânedânı, kalbinizde saklarsınız) diye, Ehl-i sünnete saldırıyor.
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerinde, meselâ En’âm sûresi, seksenaltıncı âyetinde,(Peygamberlerin hepsinin, Peygamber olmıyan insanların hepsinden dahâ efdal olduğunu)bildirmekdedir. Hazret-i Alînin “radıyallahü anh”, Peygamberlerden yüksek olduğunu söylemek, Kur’ân-ı kerîmi inkârdır ki, küfr olur. Diğer semâvî kitâblar, nazm olmadığı gibi kimsenin ezberinde değil idi. Nitekim, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bile Tevrâtdan sorulan üç süâle üç gün cevâb vermeyip, Cebrâîl aleyhisselâmın cevâb getirmesini bekledi ve üç gün üzüldü. Bütün müslimânlar da, çok üzüldü. Sonra, Kehf sûresi gelerek, Tevrâta uygun cevâb verildi. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” çocuk iken, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” arkadaşı idi. O zemândan beri sevişiyorlar, berâber yaşıyorlardı. Her ikisinin de, hiç şerâb içmediği, puta tapınmadıkları kitâblarda yazılıdır. Meselâ,(Me’alilferec) adındaki kitâbda diyor ki, Kâdî Ebülhasen, Ebû Hüreyreden “radıyallahü anh” haber veriyor. Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” ile oturmuşduk. Ebû Bekr “radıyallahü anh” dedi ki, (Yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”! Senin hakkına yemîn ederim ki, ömrümde hiç puta tapmadım). Hazret-i Ömer buyurdu ki, (Niçin, Resûlullah hakkına diyorsun? Bu kadar sene câhillik zemânı geçirdik).