481

İnanılacak şeylerde mezhebsizlere aldanıp, Ehl-i sünnetden ayrılmak, bâtıl olan taklîddir. Fekat, amelde, ya’nî yapılacak işlerde taklîdciliği buna benzetmek doğru değildir. Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler bu taklîdciliği emr etmekdedir. Büyük âlim Abdülganî Nablüsînin (Hülâsat-üt-tahkîk fî beyânhükm-it-taklîd vet-telfîk) kitâbında ve Abdülvehhâb-i Şa’rânînin (vefâtı 973 [m. 1565])(Mîzân-ül-kübrâ)sının önsözünde ve imâm-ı Rabbânînin (vefâtı 1034 [m. 1624]) (Mektûbât) kitâbının çeşidli yerlerinde ve Yûsüf Nebhânînin(Huccetullahi alel’âlemîn) kitâbının son kısmında yazılı olan (Ümmetim dalâlet üzerinde icmâ’ yapmaz!) hadîs-i şerîfi gösteriyor ki, doğru yoldaki âlimlerin sözbirliği ile bildirdiklerinin hepsi elbet doğrudur. Buna karşı olanlar haksız ve yanlışdır. İşte, bindörtyüz seneden beri gelmiş olan milyonlarca Ehl-i sünnet âlimi ve binlerce Evliyâ, sözbirliği ile bildirdiler ki, (Müctehid olmıyan müslimânların işlerini, ibâdetlerini doğru yapabilmeleri için, inandıkları, güvendikleri, diledikleri bir müctehidi taklîd etmeleri vâcibdir). Bu sözbirliğine inanmıyan, yukarıdaki hadîs-i şerîfe inanmamış olur. Bu sözbirliği gösteriyor ki, müctehidin kendi ictihâdına göre amel etmesi lâzımdır. Başka müctehide uyması câiz değildir. Eshâb-ı kirâmın hepsi müctehid idi. Bunun için ba’zı işlerde birbirlerine uymamışlardır. Bunun gibi, imâm-ı Ebû Yûsüfün, bir Cum’a günü, tekrâr abdest almaması ve imâm-ı Şâfi’înin, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin kabri yanında nemâz kılarken, rükû’dan sonra ellerini kaldırmaması, başkasını taklîd olmayıp, kendi ictihâdlarına göre hareket etmelerindendir.

10 — Dinde reformcu, birinci konuşmaya başlarken, (Fazîletli, reformcu genç, müslimânları, se’âdete kavuşdurmak için, sonradan ortaya çıkan taklîd belâsından kurtarmak, Kitâba, Sünnete ve Selefin yoluna sarılmalarını te’min etmek istiyor. İlk zemânda koyun çobanları bile din bilgilerini doğruca Kitâb ile Sünnetden alıyorlardı) diyor.

Reşîd Rızânın şu maskaralığına bakınız! Kendi gibi sapık olana fazîletli diyor. Bu dinde reformcu câhilin ağzı ile, yaşlı vâiz efendiye ders vermeğe kalkıyor. Allahü teâlânın ve Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” emr etdikleri ve islâm âlimlerinin sözbirliği ile lâzım dedikleri, amelde, işde taklîd ni’metine, (belâ) diyor. Anlamıyor ki, dört mezhebden birini taklîd etmek, hak olan taklîddir. Mezhebsizlere uyarak, mezhebden ayrılmak da, bâtıl olan taklîddir. Vâiz efendi ile ve bu mubârek kelime ile alay ediyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.