Bu kitâbı gibi, yalanlarla, iftirâlarla dolu yüzlerce kitâb yazmak, onun için, işden bile değildir. Her sözü hikmet ile dolu olan Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Kıyâmete yakın, ortaya çıkan din adamları, eşek leşinden dahâ çok kokmuş olacaklardır) hadîs-i şerîfi ile haber verdiği kokmuşları aramağa lüzûm kalmamışdır. Onlar kendilerini teşhîr ediyorlar. Zehrli, pis kokuları Mısrdan bütün dünyâya yayılıyor. Allahü teâlâ, genç din adamlarımızı ve hepimizi bu öldürücü hastalık mikroplarının bulaşmasından ve bu türedilerin şerrinden muhâfaza buyursun! Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yolunu gösteren ve Onun vârisleri oldukları bildirilmiş olan, (Ehl-i sünnet) âlimlerinin doğru yolundan bizleri ayırmasın! Bu mubârek Allah adamları, fıkh ve ilmihâl kitâblarını yazmamış olsalardı, bu türedi din câhillerinin pençelerine düşerek, yaldızlı sözlerine aldanarak, helâk olurduk. Küfrden, bid’atden bizleri koruyan, Ehl-i sünnet âlimlerinin mubârek rûhlarına bizlerden binlerce selâm ve düâlar olsun! Hak her zemân ekseriyyetde olmaz diyerek, (Ümmetim dalâlet üzerine ictimâ’ etmez)hadîs-i şerîfini inkâr etmekdedir. Ehl-i sünnet âlimleri, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” emr etdiği için, icmâ’a ve cumhûra sarılmışlardır. Buhârî sonunda, (Fiten) kısmındaki hadîs-i şerîfde, (Cemâ’atden bir karış ayrılan ve o hâlde ölen, câhiliyye ölümü ile ölür) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, Nisâ sûresinin yüzondördüncü âyetini açıklamakdadır. Yine Buhârîde, dahâ sonraki bir hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, sizden ilmi almak için ilmi ile âmil olan âlimleri kaldırır. Câhiller kalır. Dinden süâl edenlere, kendi aklları ile cevâb verip insanları doğru yoldan ayırırlar) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, âlimlerden nakl etmeğe taklîdcilik diyerek, Ehl-i sünneti kötüliyen, kendi kısa akl ve boş kafaları ile dîni içerden yıkan dinde reformcuların zararlarını bildirmekdedir. Bu hadîs-i şerîf, (Buhârî)nin başında dahâ uzun yazılıdır. Yine(Buhârî)de, ilm kısmındaki hadîs-i şerîfde, (Kıyâmet alâmetlerinden biri, ilm yok olacak, din câhilleri çoğalacak, içki içenler ve zinâ edenler artacak) buyuruldu. Dinde reformcuların, Ehl-i sünneti yok edip, din adamı olarak ortaya çıkmaları, bu hadîs-i şerîfin, gaybdan haber veren mu’cizelerden olduğunu göstermekdedir. İmâm-ı Muhammed bin İsmâ’îl Buhârî, 194 [m. 809] da tevellüd, 256 [m. 869] da Semerkandda vefât etmişdir.
34 — Dinde reformcu diyor ki, (Taklîd ictihâdın netîcesidir. Bunun olmadığı yerde, o da olmaz. Bütün ittifâklı mes’eleleri bitirenlerin, ihtilâflı ibâdetleri yapması lâzım değildir. Hepsini terk etmeleri câizdir. Bilmediği bir kimseyi taklîd etmek, şu’ûrlu ve basîretli olur mu?