Allahü teâlâ, Ehl-i sünnetin haklı olduğunu, ona da söyletmişdir. Görülüyor ki, mezhebsizler ile dinde reformcular, Şevkânînin ağzından konuşmakdadırlar. Reşîd Rızâ, Ehl-i sünneti şaşırtmak için, Ehl-i sünnet olmayan bu sapığı mutlak müctehid olarak göstermekdedir. Şevkânînin mezhebsiz olduğu ve bir mezhebi taklîd edenlere müşrik ve kâfir dediği ve mezhebsizlerin bunu müctehid olarak gösterdikleri, Hindistânda yazılmış olan (Usûl-ül-Erbe’a)kitâbında da yazılıdır.
41 — Reşîd Rızâ, onüçüncü konuşmasında, (İmâm-ı Ahmed, Ebû Dâvüde, dinde kimseyi taklîd etme! Eshâbdan nakl edilenleri al! Eshâbdan sonra gelenlere tâbi’ olup olmamakda serbestsin, dedi. Tâbi’ olmak, taklîd etmek değildir. Taklîd nereden aldığını bilmeden, delîline bakmadan, sözüne, re’yine uymakdır. Hanbelî mezhebi, hadîs mezhebidir. Bu mezhebe tâbi’ âlimlerden hiçbiri, imâmlarının re’ylerine karşılık hadîsi terk etmemişdir. Taklîdcilik, aklı fâidesiz hâle getirir. Âlimlerin re’y ve ictihâdlarını nasslarla karşılaşdırıp, nasslara muhâlif olanlarını terk eden, âlimlerin sözlerini terk etmiş olmaz. İctihâdlara uymak farz olmadığı gibi, uymayan fâsık ve kâfir olmaz. Müctehid imâmlar ve talebeleri, onların re’y ve ictihâdlarını kabûl etmenin lâzım olduğunu söylemedi. İmâm-ı Ebû Hanîfe, bu benim ictihâdımdır. Dahâ iyisini söyliyen olursa, ona uyarım dedi. Hârûn-ür-reşîd, imâm-ı Mâlikin ictihâdlarına uymağı emr etmek isteyince, imâm-ı Mâlik, böyle yapma! Bir yerde bilinmeyen hadîs, başka yerde bilinmekdedir dedi. Tek kişinin bildirdiği hadîs, zan ifâde eder. Böyle olan hadîs, sahîh olsa bile, âmme (ya’nî millet) menfe’atine muhalif olursa terk edilir. Böyle yapmakla sünnet terk edilmiş olmaz. Kuvvetli delîl karşısında terk edilmiş olur. Hazret-i Ömerin talâk ve mut’a için olan ictihâdı böyledir. Hazret-i Ömer, hadîse muhâlefet etdi denilemez) diyor ve vâiz efendi ağzından da: (Ey fazîletli genç! Artık, senin derin ve geniş bilgini kabûl ediyorum) diye yazarak, kendisini övüyor. Yine vâiz efendi ağzından şöyle yazıyor:
(Taklîdciliğin tek zararı, mezhebinin kitâblarına saplanıp, hadîs kitâblarını ihmâl etmek bile olsa, kötülüğünü isbât eder) diyor.
Dört mezheb imâmlarının hepsi “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, kimseyi, hattâ beni taklîd etme! Eshâb-ı kirâmdan nakl edilenleri al dediler. Çünki talebelerinin içinde de, müctehidler vardı. Müctehidin böyle yapması lâzımdır.