4 — Reformcuya göre, (Saltanat muhârebeleri, mezheblerin ayrılmasına ve islâmiyyetin parçalanmasına sebeb olmuş!)
Cevâb: İslâmiyyetde mezheblerin ayrılmasını saltanat kavgalarına bağlamak, mezheblerin ne olduğunu bilmeyen câhillerin sözüdür. Dîni siyâsete karışdırmakdır. Mezheblerin ayrılması, islâmiyyetin insanlara verdiği fikr hürriyyetinden doğmuşdur. Mezheblerin ayrılmasında bir sultâna, bir hükümdâra yaranmak düşüncesi var ise, o yüce makâm, elbette ulûhiyyet makâmıdır.
5— (Kur’ânın mahlûk olup olmaması üzerindeki çekişmeler, islâmiyyetin temelini baltalamışdır) diyor.
Cevâb: Reformcu, mezheblerin siyâsetle karışdırılmasına bir de misâl veriyor. Me’mûn halîfe, Kur’âna mahlûk demiyen âlimleri sıkışdırmışdı. Fekat, bu işkenceleri siyâsî düşünce ile değildi. Âlimleri siyâsî düşünce ile ezmeği düşünse idi, bunu yapmak için dahâ birçok sebebler bulabilirdi. Me’mûn, işkencelerini siyâsî düşünce ile yapdı dersek, din siyâsete karışdırılmış olmayıp, dinsizlik siyâsete karışdırılmış demek dahâ doğru olur. Reformcu, dinsizliğin kabâhatini dîne yükletmeğe kalkışıyor.
6— (Seneler geçdikçe, Kur’ân ve hadîsler, din adamlarından ziyâde, hükümdâr olmak isteyenlerin elinde, sihrbazların oyunları gibi şekl değişdiriyordu. Düşmanı kılıçla, kuvvetle mağlûb edemeyince, Kur’ânı istediği gibi tefsîr ediyorlar, işlerine yarıyacak hadîsler uyduruyorlardı)diyor.
Cevâb: Reformcu, Mûsâ Beykiyef hiç bilmediği ilm kollarına dil uzatıyor. Tefsîr kitâblarının en kıymetli sahîfelerini lekelemeğe kalkışıyor. O kitâbları yazanların ictihâd buyurdukları yerler üzerinde, münâzara ve edeb kanûnlarına uygun münâkaşa etmeğe herkesin hakkı vardır. Fekat, Kur’ân-ı kerîmin belâgatinden haberi olmıyan bir reformcunun, Zimâhşerînin tefsîrine dil uzatması kadar yersiz ve gülünç bir şey olamaz.
7— (Yalan yere hadîsler uydurulmuşdur. Mevdû’ hadîslerin çokluğu meydândadır) diyor.
Cevâb: Akla, tecribeye değil de, yalnız nakle ve rivâyete dayanan hadîs ilmine dil uzatmak kadar haksız bir iş olamaz. Acabâ, böyle söyleyen reformcu, kaç hadîs bilmekdedir? Senedleriyle birlikde bir hadîs-i şerîfi okuyabilir mi? Mevdû’ hadîs diye bir şey işitmiş. İslâmın büyük âlimleri, hadîs ilminde binlerce kitâb yazdıkları gibi, sahîh hadîsler arasından mevdû’larını bulup çıkarmayı öğreten kitâblar da yazmışlardır. Eğer onlar bu kitâbları yazmasalardı, reformcunun mevdû’ hadîs isminden bile haberi olmayacakdı.