481

Bunu hiç düşünmüyorlar. Allahü teâlâ insanlara akl verdi. Buna karşılık, onlara fâideli vazîfeler yükletdi. Bunları bildirmek için, Peygamberler gönderdi “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”. İnsan dünyâdaki hayât mücâdelesini ve yaşama kanûnlarını bilmezse, yâhud bilip de onlara göre çalışmaz ise, zararını gördüğü gibi, bu kanûnları koyan Allahın dahâ çok bir ehemmiyyetle emr etdiği din ve âhıret kanûnlarını bilmemek, bilse de, bunlara uymamak da, elbette zararlı olur. Sefîl ve sıkıntıda yaşayanları niçin yaratdı. Onların ne kabâhati vardır demek yersiz olduğu ve onlara bir fâide vermediği gibi, (Âhıretde azâb çekdireceği insanları neye yaratdı?) demenin de, fâidesi yokdur. Dünyâya gelmesi ve ölmesi kendi elinde olmayan insanın, Allahın dünyâ ve âhiretdeki kanûnlarına dil uzatmağa ne hakkı vardır? Ancak, bu kanûnlara uymakla se’âdete kavuşabilir.

Komünistlerin, masonların yalanlarına, iftirâlarına aldanmış olan birkaç câhil, (Din ne imiş? Cenneti, Cehennemi kim görmüş, böyle lâflar, ilk insanların, yobazların masallarıdır, uydurma şeylerdir) diyorlar. Bunlar, fen bilgilerini ve islâm târîhini, vicdanlı öğretmenlerden okuyup anlasalardı ve fendeki ilerlemelerin, yeni buluşların, islâm inanışlarını kuvvetlendirdiğini, isbât etdiğini görselerdi islâmiyyete sımsıkı sarılırlardı. Yâhud, hiç olmazsa, ona karşı saygılı, edebli olurlardı. Muhammed aleyhisselâmın hayâtını, doğru yazılmış kitâblardan öğrenselerdi, Onun aklına, güzel huylarına, başarılarına âşık olurlardı. Yüzbinlerle insanın, Ona candan bağlandıklarını, Ona karşı edeblerini, itâ’atlarını, aşırı sevgilerini ve mallarını, canlarını Onun için fedâ etdiklerini gösteren vak’a ve olaylar, dünyâ târîhlerinin binlerce sahîfelerini doldurmakdadır. Bütün iyiliklerin kaynağı, bütün güzel huyların üstâdı olan böyle bir zâtın, Allahın Peygamberi olduğu, güneş gibi meydândadır. Tek başına işe başlayıp, aklı ile, sabrı ile ve keskin görüşü ve cesâreti ile yer yüzünün iki büyük devletini yere serecek kahraman, fedâkâr bir milleti, yirmiüç sene içinde meydâna getirmesi ve öldükden sonra da, kıyâmete kadar bütün insanları huzûra, se’âdete, medeniyyete kavuşduracak değişmez bir kitâb bırakması, akl ve insâf sâhiblerinin îmân etmesi için yetişir. Başka bir mu’cize ve şâhid aramağa lüzûm yokdur. Bu yüce Peygamberin sözlerine inanmamak târîhi ve olayları inkâr etmek olur. Böyle bir zâtı bilip de inanmıyan, nefsinin, şehvetinin esîridir. Yâhud iyilikleri, çalışmağı, yükselmeği, sevişmeği, sosyal adâleti istemiyen ve kendinin ve bütün insanların se’âdetini düşünmeyen sapık bir kimsedir. Yâhud da, fenden, târîhden haberi olmayan bir kara câhildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.