481

Hazret-i Mu’âviyenin askeri tarafından öldürüldü.

(İzâle-tül-hafâ)nın altıyüzbirinci sahîfesinde diyor ki, Emevî halîfelerini kötüliyen hadîs-i şerîfler olduğu gibi, bunları öven hadîs-i şerîfler de vardır. Bir hadîs-i şerîfde, (Hilâfet Medînede, saltanat Şâmda olur) buyuruldu.

Bir hadîs-i şerîfde, (Onikinci halîfeye kadar, islâmiyyet azîz olur. Hepsi, Kureyşdendirler) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîfde övülen oniki halîfenin yarıdan fazlası, emevî halîfeleridir. İbni Mâcenin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Doğudan siyâh bayraklılar gelecek, arablarla harb edeceklerdir. Onların halîfelerine tâbi’ olunuz! Onlar, doğru yolu gösteren halîfedirler) buyuruldu. Bu ve benzeri hadîs-i şerîfler, Abbâsî halîfelerini övmekdedir.

İkinci kısmın üçyüzotuzuncu sahîfesinde diyor ki, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” irşâd vazîfesini, Onun gibi yapan halîfeye (Halîfe-i râşide) denir. Bunlar tâm ve hakîkî halîfelerdir. Bu vazîfeyi temâm yapmıyan, islâmiyyete uymıyan halîfeye (Halîfe-i Câbire) denir.

Üçyüzkırkikinci sahîfesinde diyor ki, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” irşâd vazîfesi, üç kısm idi. Birincisi, Allahü teâlânın emr ve yasaklarını, güç ve kuvvet kullanarak yapdırmak idi. Buna (Saltanat) denir. İkinci vazîfesi, Allahü teâlânın emrlerini ve yasaklarını öğretmekdi. Üçüncü vazîfesi, (İhsân) olup, kalbleri temizlemekdi. Hulefâ-i Râşidîn, bu üç vazîfeyi birlikde yapdı. Sonra gelenler, yalnız saltanat vazîfesini yapdılar. Öğretmek vazîfesi, mezheb imâmlarına, ihsân vazîfesi de tesavvuf büyüklerine verildi. Beşyüzaltmışyedinci sahîfede yazılı hadîs-i şerîfde, bu halîfelere (Melik-i adûd) denildi. Bunlara mecâzen halîfe denilmişdir. Dahâ sonra (Hulefâ-i câbire) gelir. (İzâle-tül-hafâ)dan terceme temâm oldu.]

7: Yezîd bin Mu’âviye, 60 da halîfe olup, 64 de Havvârinde vefât etdi. Orada defn edildi. Havvârin Şâm ile Tedmür arasındadır (23-64). [(Eshâb-ı Kirâm) kitâbının 133.cü sahîfesine bakınız!]

8: İkinci Mu’âviye bin Yezîd, çok akllı, çok dindâr, çok âdil idi. Kırk gün sonra hilâfetden çekildi. (44-64).

9: Mervan bin Hakem, fıkh âlimi idi. Çok zekî idi. Çok akllı idi. Kur’ân-ı kerîmi çok güzel okurdu. Günâhlardan sakınırdı. Müttekî idi. Hazret-i Osmânın “radıyallahü teâlâ anh” pek sevdiği dâmâdı idi. Mührünün üzerinde (Allaha güvenirim, ondan isterim) yazılı idi. (2-65)

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.