481

Şah Veliyyullah Ahmed Sâhib Dehlevînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” de kendisi gibi, dinde reformcu olduğunu bildiriyor. Müslimânların îmânları asrlarca şübhelerle dolu idi demek, hep mezhebsizlik çöplüğünden çıkan pis kokuların esintileridir. Veliyyullah-ı Dehlevînin, Ehl-i sünnet olduğuna eserleri şâhid olduğu gibi, Abdüllah-i Dehlevî hazretleri de bildirmekdedir. Mevdûdîyi de, şübheli îmânın, îmân olmadığını anlamıyacak kadar câhil sanmıyoruz. Fekat asrlar boyunca müslimânların îmânlarının şübheli îmân olduğunu söylemek, câhillikden dahâ kötü bir sapıklıkdır. Yeryüzündeki müslimânların yüzde doksanını teşkîl eden Ehl-i sünnetin îmânları her asrda doğru idi ve inandıkları şeyde de şübheleri yok idi. Bozuk fırkalar zâten, müslimânlığı temsîl edecek bir sayıda değil idi.

Seksenbirinci sahîfesinde, (Hilâfet fikri ve doktrini ile saltanat arasındaki fark, Şah Veliyyullah tarafından îzâh edilmiş ve hadîs-i şerîfden, eskilerin pek bilemediği tablolar onun tarafından çizilmişdir) diyor.

Şâh Veliyyullahın (Musaffâ) denilen kitâbında, (Çağımızın budala adamları ictihâdı terk etdiler. Deve gibi, burunlarına takılı halka ile nereye gitdiklerini bilmiyorlar. Hepsi ayrı ayrı yollar tutmuşlar. Müşterek şu’ûra sâhib olmamaları acınacak hâllerdendir) dediğini överek bildiriyor.

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî, hiçbir kitâbında Ehl-i sünnet âlimlerine budala dememişdir. Dört mezhebden ayrılmış olan sapık fırkalardan şikâyet etmekdedir. Şâh Veliyyullahın, Ehl-i sünnet âlimlerine olan saygısını anlatmak için, onun (İzâle-tül-hafâ) kitâbının ikinci cildinin üçyüzyetmişyedinci sahîfesinden birkaç satırı terceme ediyoruz: Resûlullah buyurdu ki, (Fârisden [ya’nî Îrândan] büyük âlimler hâsıl olacakdır). Buhârî ve Müslim ve Tirmüzî ve Ebû Dâvüd ve Nesâî ve İbni Mâce ve Dârimî ve Dâre-Kutnî ve Hâkim ve Beyhekî ve dahâ nice büyük hadîs âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” hep Fârisde yetişdikleri gibi, Ebüttayyib [Kâdı Tâhir Taberî] ve şeyh Ebû Hâmid [İsferâînî] ve şeyh Ebû İshak-ı Şîrâzî ve Cüveynî [Abdüllah bin Yûsüf] ve oğlu imâm-ül Haremeyn Abdülmelik bin Abdüllah Cüveynî ve imâm-ı Muhammed Gazâlî gibi fıkh âlimleri Fârisde yetişmişlerdir. Hattâ imâm-ı Ebû Hanîfe ve Mâverâ-ün-nehrdeki ve Horasandaki talebeleri de Fâris âlimleridir ve bu hadîs-i şerîfdeki müjdeye dâhildirler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”,(Her yüz senede bir müceddid hâsıl olacakdır) buyurdu. Buyurduğu gibi, her yüz senede bir müceddid hâsıl olup, dîni kuvvetlendirdiler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.