Cehâletin ilâcı süâldir) buyuruldu. Bu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf, bilmiyenlerin bilenlerden sorup öğrenmelerini emr etmekdedirler. Buradan anlaşılıyor ki, mezhebsizler için, yukarıda yazıldığı gibi konuşanlar ve bunları kabûl edenler ve inananlar da onlardan olur. Dalâletde, sapıklıkda ortakdırlar.
Süâl 8: İki seneden beri Hindistânda bu çeşid insanlar türedi. (Nedvet-ül-ulemâ) dedikleri bir cem’iyyet kurmuşlar. Bunu, islâmiyyete hizmet ve müslimânları uyandırmak için yapdık diyorlar. Burada her çeşid insan, i’tikâdları bozuk kimseler toplanmış. Mezhebsiz kimseler ve Ehl-i sünnet mezhebinden birkaç kişi, yüksek kürsîlere oturmuşlar, nutk söylüyorlar. Buna ne dersiniz!
Cevâb 8: Bu yapdıkları harâmdır. Dalâletdir. İlmi az olan müslimânları, mezheblerine karşı soğutmakdır. Müslimânlar, sapık din adamlarının Ehl-i sünnet âlimi olarak tanınanlar ile işbirliği yapdıklarını, hepsinin kürsîlerde oturduklarını görünce, onları da büyük ve kıymetli sanırlar. Onlara da hürmet ederler. Bu ise, büyük günâhdır. İslâm dîni, bid’at sâhiblerine hakâret edilmesini, sert davranılmasını emr ediyor. Onlara saygı gösterilmesini men’ ediyor. İslâm âlimleri, akâid kitâblarında, meselâ(Şerh-ul-mekâsıd) kitâbında, (Bid’at sâhiblerine sert davranmak, onları aşağı görmek, red ve tard etmek lâzımdır) dediler. Müslimânlar, onları yüksek yerlerde görünce, kalbleri meyl eder. Sözlerini dinlerler. Şeytânın aldatması ile, onları sevmeğe başlarlar. Bunların doğru yoldan kaymalarına sebeb, onlarla işbirliği yapanlardır. Ayrı inanışlı kimselerin biraraya gelmeleri, dînin yıkılmasına sebeb olur. Müslimânları uyandıracağız diyenler, bunları zehrlemekde, felâkete sürüklemekdedirler.
Süâl 9: Nedveyi kurmakdan maksadları, sünnî ve diğer bid’at fırkaları arasındaki ayrılığı yok etmek imiş. Birbirlerinin sözlerini, inanışlarını red etmemeleri, kardeşce geçinmeleri lâzım imiş. Âlimler, birbirlerine uymayan inanışlarını, düşüncelerini söylememeli ve yazmamalı imiş. Bütün müslimânların ve talebelerinin de böyle yapmalarına örnek oluyorlarmış. Ayrılık, münâkaşa, helâk olmaya sebeb olur. Nefsin arzûlarından, kendini beğenmekden ileri gelir, diyorlar. Bu sözleri doğru mudur? Yoksa, bozuk ve azgınlık mıdır?
Cevâb 9: Bid’at yayıldığı zemân, bunu red etmek ve zararlarını, kötülüğünü yaymağa çalışmak, farzdır. Bunun farz olduğunu islâm âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. Selef-i sâlihîn ve bugüne kadar gelen âlimler, hep böyle yapdılar.