Zararı ve fâideyi yaratan yalnız Allahü teâlâdır. Tapınmağa hakkı olan yalnız Odur. Sevdiklerinin bereketi ile kullarına merhamet eder diyorlar. Müşrikler, yaratılışlarında mevcûd olan ma’rifetden dolayı, putlarının yaratıcı olmadığını söylüyor ise de, bu tabî’î ma’rifeti Peygamberlere uyarak kuvvetlendirmedikleri için, putların tapınmağa hakları olduğuna inanıyor, bunun için tapınıyorlar. Putların ibâdet olunmağa hakkı vardır dedikleri için müşrik oluyorlar. Yoksa, bize şefâ’at etmelerini istiyoruz dedikleri için müşrik olmazlar. [Putlardan şefâ’at beklemek bâtıl, ya’nî bozuk bir inanışdır. Böyle inanmak câiz değildir. Fekat böyle inanmak şirk de değildir. Putlara tapınmak şirkdir.] Görülüyor ki, Ehl-i sünneti puta tapan kâfirlere benzetmek, temâmen yanlışdır. Bu âyet-i kerîmelerin hepsi, putlara tapınan kâfirler ve müşrikler için gelmişdi. (Keşf-üş-şübühât) vehhâbî kitâbı, âyet-i kerîmeyi te’vîl ederek, âyet-i kerîmeye yanlış ma’nâ vererek ve bozuk mantık yürüterek, Ehl-i sünnet olan müslimânları müşriklere benzetiyor.
(El-fecr-üs-sâdık firredd-i alâ münkirit-tevessüli-velkerâmâti-vel-havârık)kitâbında, yukarıda bahs edilen Zuhruf sûresinin 87.ci âyet-i kerîmesi tefsîr edilmiş, vehhâbîlerin yanlış ma’nâ verdikleri isbât olunmuşdur. Bu kitâbı, Irâk âlimlerinden Cemil Sıdkî Zehâvî “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazmış, 1323 [m. 1905] de Mısrda basılmışdır. 1396 [m. 1976] da, İstanbulda ofset ile ikinci baskısı yapılmışdır. 1422 [m. 2001]de Hakîkat Kitâbevi tarafından yeniden tab’ edilmişdir. Cemil Sıdkî, İstanbul Üniversitesinde (İlm-i kelâm) üzerinde dersler vermiş, 1355 [m. 1936] de vefât etmişdir. 1956 da basılan (Müncid) lügat kitâbında resmi vardır.
Abdüllah ibni Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerinin bildirdiği iki hadîs-i şerîfde, (Onlar doğru yoldan ayrıldı. Kâfirler için inmiş olan âyet-i kerîmeleri, mü’minlere yüklediler) ve (Ümmetim için korkduklarımın en korkuncu, Kur’ân-ı kerîme kendi görüşlerine göre ma’nâ vermeleri, yersiz terceme etmeleridir) buyuruldu. Bu iki hadîs-i şerîf, mezhebsizlerin ortaya çıkacaklarını ve kâfirler için gelmiş olan âyet-i kerîmeleri mü’minlere yükleteceklerini, yanlış ma’nâ vereceklerini haber vermekdedir.
Abdülvehhâb oğlu Muhammedin yanlış fikrler taşıdığını, müslimânlar için ilerde zararlı olacağını anlıyarak buna nasîhat verenlerden biri, Medînenin büyük âlimlerinden, şeyh Muhammed bin Süleymân Medenîdir “rahime-hullahü teâlâ”. Şâfi’î fıkh âlimi olan bu zâtın, çok kitâbı vardır.