(Rûh-ul-beyân) tefsîrinde, Mâide sûresinin onsekizinci âyetinde diyor ki, Ömer-ül Fârûkun “radıyallahü anh” haber verdiği hadîs-i şerîfde, (Âdem “aleyhisselâm”yanıldığı zemân, yâ Rabbî! Muhammed aleyhisselâm hakkı için beni afv et dedi. Allahü teâlâ da, Muhammedi dahâ yaratmadım. Onu nasıl tanıdın dedi. Yâ Rabbî! Beni yaratıp rûhundan bana ihsân edince, başımı kaldırdım. Arşın eteklerinde, Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah yazılmış olduğunu gördüm. Sen isminin yanına, en çok sevdiğinin ismini yazarsın. Bunu düşünerek Onu çok sevdiğini anladım dedi. Allahü teâlâ da buna karşılık, ey Âdem, doğru söyledin. Mahlûklarımın içinde, ençok sevdiğim Odur. Onun için, seni afv eyledim. Muhammed olmasaydı, seni yaratmazdım dedi) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, imâm-ı Beyhekînin (Delâil)kitâbında yazılıdır. Âlûsînin (Gâliyye) kitâbında da yazılıdır.
(Feth-ul-mecîd) kitâbının ikiyüzellidokuzuncu [259] sahîfesinde, imâm-ı Zeynel’âbidîn Alî “rahime-hullahü teâlâ” hazretlerinin, bir kimsenin, Resûlullahın kabri yanına gelip düâ etdiğini görünce, buna mâni’ olduğunu ve (Bana salât okuyunuz! Her nerede olursanız verdiğiniz selâm bana ulaşdırılır) hadîsini okuduğunu yazıyor. Hâdiseyi yanlış anlatarak, (Buradan anlaşılıyor ki, düâ ve salât okumak için kabr yanına gitmek yasak edilmişdir. Bu, kabri bayram yeri yapmanın bir kısmıdır. Mescid-i Nebîye nemâz kılmak için giren kimsenin, selâm vermek için kabrin yanına gitmesi yasakdır. Eshâbın hiçbiri böyle yapmadı. Böyle yapanları da men’ etdiler. Peygambere, yalnız ümmetinin okudukları salât ve selâm bildirilir. Başka işleri bildirilmez) diyor. Buna mâni’ olmak için, Sü’ûd hükûmetinin, Mescid-i Nebî içine, (Hucre-i se’âdet) yanına asker koyduğunu da, ikiyüzotuzdördüncü [234] sahîfesinde yazıyor.
Yûsüf Nebhânî, (Şevâhid-ül-hak) kitâbının çeşidli yerlerinde bunlara cevâb vermekdedir. Sekseninci [80] sahîfesinde: İmâm-ı Zeynel’âbidîn “radıyallahü anh” Resûlullahın mubârek kabrini ziyâret etmeği yasak etmemişdir. İslâmiyyete uygun olmıyan, saygısızca yapılan ziyâreti yasak etmişdir. Torunu imâm-ı Ca’fer Sâdık, Hucre-i se’âdeti ziyâret eder, Ravda tarafındaki direk yanında durup, Resûlullaha selâm verirdi ve mubârek başı buradadır derdi. (Kabrimi bayram yapmayınız!) demek, ziyâretinizi bayram gibi belli zemânlara bırakmayın! Her zemân ziyâret ediniz demekdir. 88. ci ve 106. cı sahîfelerinde: Ebû Abdüllah Kurtubî (Tezkire)sinde buyuruyor ki, Resûlullaha, ümmetinin amelleri, her sabâh ve her akşam bildirilir.