481

Yalnız (Sa’d için) denirdi. (Reîsiniz) demeğe lüzûm olmazdı.

Abdüllah bin Ömer “radıyallahü anhümâ” hac için Medîneden Mekkeye giderken, yoldaki mubârek yerlerde, Resûlullahın oturduğu yerlerde durur, nemâz kılar, düâ ederdi. Buralarla bereketlenirdi. Resûlullahın minberine ellerini koyar, sonra yüzüne sürerdi. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel, Hucre-i se’âdeti ve minberini öperek bereketlenirdi. Hem Hanbelî mezhebinde olduklarını söyliyorlar, hem de, bu mezhebin imâmının yapdığına şirk diyorlar. (Hanbelîyiz) demelerinin sahte olduğu anlaşılıyor. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel, imâm-ı Şâfi’înin gömleğini ıslatıp, bu suyu içdi. Bununla bereketlendi. Hâlid ibni Zeyd Ebû Eyyûb-el-Ensârî “radıyallahü anh”, Resûlullahın mubârek kabrine yüzünü sürdü. Biri gelip kaldırmak isteyince, (Beni bırak! Taşa, toprağa gelmedim. Resûlullahın huzûruna geldim) buyurdu.

Eshâb-ı kirâmaleyhimürrıdvân”, Resûlullahın eserleri ile teberrük ederlerdi. Abdest alırken kullandığı su ile, mubârek teri ile bereketlenirlerdi. Gömleği, asâsı, kılıncı, na’lınları, kadehi, yüzüğü ile ve kullanmış olduğu herşeyle bereketlenirlerdi. Mü’minlerin annesi Ümm-i Selemenin “radıyallahü anhâ” yanında mubârek sakalından bir kıl vardı. Hasta gelince, kılı suda bırakır. Sonra çıkarıp bu suyu ona içirirdi. Mubârek kadehine su kor, şifâ için içerlerdi. İmâm-ı Buhârînin kabrinden misk kokusu duyulurdu. Bereketlenmek için toprağından alıp götürürlerdi. Hiçbir âlim ve müftî buna mâni’ olmazdı. Hadîs ve fıkh âlimleri, bunlara izn vermişdir. (Üsûl-ül-erbe’a)dan terceme burada temâm oldu.

[Eshâb-ı kirâm ve Tâbi’în-i izâm zemânlarında, hattâ bin senesine kadar, Evliyâ, Sulehâ çokdu. Herkes bunları ziyâret ederek bereketlenir, düâlarını alırlardı. Kabrle tevessül etmeğe, cansız eşyâ ile bereketlenmeğe lüzûm kalmazdı. O zemânlarda bunların az yapılması, câiz olmadıklarını göstermez. Câiz olmasalardı, mâni’ olanlar bulunurdu. Hiçbir âlim mâni’ olmadı. Âhır-zemân yaklaşdıkça, küfr alâmetleri, bid’atler çoğaldı. İslâm düşmanları, fen adamı, din adamı şekline girip, gençler aldatıldı. Bunlara (Zındık) denildi. Fen adamı şekline girip aldatanlara (Fen yobazı), din adamı şekline girip aldatanlara (Din yobazı)denildi. Dinsizlik, irtidâd, nefslerine uyan azgınların, diktatörlerin işlerine yaradığı için, bu felâketi körüklediler. Âlimler, Velîler “rahimehümullahü teâlâ” azaldı. Son zemânlarda, hiç görünmez oldular.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.