401

3) Onun Eshâbıdır “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Ona yardıma koşmuşlar. Ona yardım için canlarını fedâ etmişlerdir. Bu yakınlık, her yakınlıkdan dahâ üstündür.

Bunlardan sonra, bütün mü’minleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” sevmek gelir. Bunların herhangi birinin îmânı giderse, o sevilmez. Îmân ile küfr de son nefesde belli olur. Mü’minin günâh işlemesi sevilmez. Fekat kendisi sevilir.

Resûlullahın vefâtından sonra, mubârek zevcelerinden ve Eshâbından “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” hiçbirinin kâfir olmadığı sözbirliği ile bildirilmekdedir. Bunun için, emîre ısyân edenleri, Onu dinlemiyenleri de sevmek lâzımdır. Şî’î âlimlerinden Nasîreddîn-i Tûsî, (İmâm-ı Alîye ısyân edenler, fâsık oldu. Onunla muhârebe edenler, kâfir oldu) diyor ise de, bu sözü yanlışdır.

19 — Deve ve Sıffîn muhârebelerinde hazret-i Alî ile harb etmek düşünülmedi. Hazret-i Osmânın kâtillerine kısâs yapılması için harb edildi. Hazret-i Alî, onların arasında bulunmasaydı, yine harb yapılacakdı. Harb edenlerin hiçbiri, hazret-i Alîye düşman değildi. Yasak edilmiş olan bir işi yapana, niyyetine göre karşılık verilir. Meselâ, bir kimse, (Şu bardağı kırana cezâ yaparım) dese, biri geçerken ayağı kayıp bardak kırılsa, ona cezâ yapmaması lâzımdır. Hazret-i Alî ile harb edenler de, bunun gibidir. Hazret-i Âişenin hazret-i Alîye karşı gelmesi, hazret-i Mûsânın hazret-i Hârûnu azarlaması gibidir. Hazret-i Âişenin mü’minlere anne olduğunu Kur’ân-ı kerîm bildiriyor. Anne, yanlış olsa da, oğlunu cezâlandırırsa, Ona dil uzatmak lâzım gelmez. Hazret-i Alî ile harb eden Eshâb-ı kirâm, âyetler ve hadîsler ile medh olunmuşdur. Eshâb-ı kirâmın herbiri için, hattâ mü’minlerin hepsi için şefâ’at ve kurtuluş ümmîdi vardır. Eğer bir kimse, hazret-i Alîye düşman olup, Ona la’net eder, söğerse, bu kimse kâfir olur. Fekat, Onlardan hiçbirinin böyle yapdığı bildirilmemişdir. Hazret-i Alîye kâfir diyen, O, Cennete girmeyecek diyen veyâ ilm, adâlet, vera’ ve takvâsında kusûr olduğu için halîfe olamaz diyen kâfir olur. Hâricîler, ya’nî Yezîdîler, böyle inanıyor iseler de, şübheli delilleri te’vîl etdikleri için böyle söyliyorlar. Nefsine uyarak, mal, mevkı’ kazanmak için yâhud yanlış ictihâd ederek, Onunla harb eden kâfir olmaz. Birinci kısmdakiler, fâsık, ikinci şeklde yanılan ise bid’at ehli olur. Hadîs-i şerîfde, (Mü’mine la’net etmek, onu öldürmek gibidir)buyuruldu. La’net etmek, Allahın rahmetinden uzak olmasını istemek demekdir. Günâh ve bid’at yüzünden olan sevmemek, onun ölümünden sonra da devâm eder. Hadîs-i şerîfde, (Ölüleri sövmeyiniz) buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.