Ondan başka hiç kimse buna karşı birşey söylemedi. Abdüllah ibni Abbâs da, sonra sözünden dönerek, harâm olduğu, Eshâb-ı kirâmın sözbirliği ile anlaşılmış oldu. Buhârî kitâbı, hazret-i Alîden gelen haberi bildirirken diyor ki, hazret-i Alî, Abdüllah ibni Abbâsa, (Sen yanılıyorsun. Fahr-i âlem efendimiz, müt’a nikâhını yasak etdi) dedi. İmâm-ı Alînin bu sözü üzerine, Abdüllah da, sözünden dönmüş, müt’a nikâhının sonradan harâm buyurulduğunu söylemişdir. (Müt’a nikâhı), nikâh ve izdivâc kelimelerini kullanmadan, para karşılığı, bir kadın ile belli bir zemân evli olmakdır.
Bundan başka, büyük hadîs âlimi, Süleymân bin Ahmed Taberânî [260 da Taberiyyede tevellüd, 360 [m. 971] da İsfehanda vefât etdi] ve Süleymân bin Dâvûd Tayâlisî (202 [m. 817] de vefât etdi) kitâblarında diyorlar ki, Sa’îd bin Cübeyr bildiriyor: Abdüllah ibni Abbâsa dedim ki, (Ben, hiçbir zemân, müt’a nikâhına halâl diyemem. Siz de, halâl dememeli idiniz. Çünki, böyle demenizden ne gibi zararlar doğacağını biliyor musunuz? Sizin böyle, câiz demeniz, her yere yayılır da, herkes, bu sözünüzü, müt’a halâl imiş diye, vesîka olarak kullanırlar). Abdüllah, bu sözüme karşı, (Bu sözümle, müt’a nikâhının, her zemân herkese halâl olacağını bildirmek istemedim. Ancak, zarûret olunca, zararı gidermek için câiz olur, dedim. Allahü teâlâ, zarûret olunca, zararı giderecek kadar leş, kan, domuz eti yimeğe izn verdiği kadar, müt’a nikâhının da câiz olacağını düşünerek söyledim) dedi. Bunlardan anlaşılıyor ki, Abdüllah ibni Abbâs da, müt’a nikâhına her zemân, herkese câizdir dememişdir. Her harâm olan şeyler gibi, zarûret olursa, zararı giderecek kadar câiz olur demişdir. Hadîs âlimi Ebû Bekr Ahmed bin Hüseyn Beyhekî (384-458 [m. 1067]) Abdüllah ibni Abbâsın “radıyallahü teâlâ anhümâ” bu sözden döndüğünü açıkça bildirmekdedir. Yine Taberânî ve Beyhekî bildiriyorlar ki, Abdüllah ibni Abbâs (Müt’a nikâhı önce halâl idi. Fekat, (Analarınız, size harâmdır) meâlindeki âyet-i kerîme geldikden sonra, harâm edildi. Mü’minûn sûresinin (Ancak zevceleriniz ve sâhib olduğunuz câriyeleriniz halâldir) meâlindeki âyet-i kerîmesi, müt’a nikâhının harâm edildiğini kuvvetle bildiriyor. Çünki, bu âyetden yalnız zevcelerin ve câriyelerin halâl olup, başkalarının harâm olduğu anlaşılmakdadır) demişdir.
Müt’a nikâhının harâm olduğunu, hazret-i Alî de içinde olmak üzere, birçok Sahâbî-yi kirâm bildirmişdir. (Buhârîyi şerîf) kitâbında (Hazret-i Alî “radıyallahü anh” Abdüllah ibni Abbâsa, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Hayber gazâsında, müt’a nikâhını ve eşek eti yimesini yasak etdi, buyurmuşdur) yazılıdır.