Pekçok ganîmet malları getirdi. Ellibeş senesinde Basra vâlîsi oldu. Ellisekiz senesinde Basrada Hâricîler toplandı ise de, Basra vâlîsi (Ubeydüllah bin Ziyâd) bunların üzerine yürüyüp mahv-ü perîşân etdi.
Yezîd, altmış senesinde halîfe olduğu zemân, Ubeydüllah bin Ziyâd Basrada vâlî idi. Kûfeliler halîfeye mektûb yazıp, kudretli vâlî istediler. Ubeydüllah bin Ziyâdı Kûfeye gönderdi. İbni Ziyâd, Kûfeye gelince karmakarışık buldu. Halkı itâ’ate da’vet etdi. Hazret-i Hüseyn “radıyallahü teâlâ anh” Kûfelilerin da’veti üzerine, amcazâdesi Müslimi Kûfeye göndermişdi. Kûfede otuzbine yakın kimse hazret-i Hüseyni halîfe yapdı. İbni Ziyâdın evini sardılar. İbni Ziyâd bunları dağıtdı. Reîsleri olan Müslimi i’dâm etdi. O gün hazret-i Hüseyn “radıyallahü anh” Mekkeden Kûfeye yola çıkdı.
Aşere-i mübeşşereden Sa’d ibni Ebî Vakkâsın oğlu Ömer, ibni Ziyâd tarafından Rey şehrine emîr ta’yîn edildi. Ömer dört bin kişi ile yola çıkacağı zemân, hazret-i Hüseynin, halîfe olmak için, Kûfeye gelmekde olduğu işitildi. İbni Ziyâd, Ömeri Hüseyne karşı gönderdi. Ömer gitmek istemedi. Öyle ise, Rey vâlîliği için verdiğim emri geri ver, dedi. Ömer bir gün düşüneyim, dedi. Sonra kabûl etdi. Kerbelâda karşılaşdılar. Hazret-i Hüseyn (Geri dönerim) dedi. İbni Ziyâd, (Yezîde bî’at etsin, öyle gitsin. Bî’at etmezse, Ona su verme) dedi. Hazret-i Hüseyn bî’at etmedi. Ömer askerini sürdü. Altmışbir senesi, Muharrem ayının onuncu günü hazret-i Hüseyn, yetmiş kişi ile şehîd oldu. Ömer bin Sa’d, iki gün sonra, kadınları ve Zeynel’âbidîn Alîyi Kûfeye getirdi. İbn-i Ziyâd, halkı câmi’e topladı. Minbere çıkıp (Allaha hamd ederim ki, hakkı izhâr eyledi. Emîrülmü’minîn olan Yezîde yardım eyledi) dedi. Kadınlar ve şehâdet haberi Şâma gelince, Yezîdin gözleri yaşla doldu. (Allah, İbni Sümeyyeye la’net eylesin) dedi. Ubeydullah bin Ziyâda, (İbni Sümeyye) ve (İbni Mercâne) de denirdi. Hazret-i Hüseyne rahmet okudu. (Hüseyn bana gelseydi, Onu afv ederdim) dedi. Haberi getiren Zübeyre müjde olarak birşey vermedi. (Allah belâsını versin. İbni Ziyâd acele edip Onu katl eyledi) dedi. Kûfeden getirilenleri yanına aldı. (Biliyor musunuz, Hüseyn niçin öldü? Hüseyn, (Babam Alî, Onun babası Mu’âviyeden dahâ iyidir, anam Fâtıma, Onun anasından ve ceddim Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Onun ceddinden dahâ iyidir. Onun için ben de Ondan dahâ iyiyim. Hilâfet benim hakkımdır) dedi. Onun babası ile benim babam işi hakemlere bırakmışlardı. Hangisinin seçildiğini herkes bilir. Allah için söyliyeyim ki, Onun anası Fâtıma, benim anamdan dahâ iyidir.