Ehl-i sünnetin reîsi, dîn-i islâmın en büyük âlimi imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe “rahmetullahi aleyh” [80-150 Bağdâdda] vasıyyetnâmesinde buyuruyor ki:(Îmân, dil ile söylemek ve kalb ile inanmakdır).Amelin lâzım olduğunu gösteren dahâ sayabildiğin kadar vesîkalar vardır. Fekat ne yapayım ki sen uykudasın! Eğer bu sözümden, (Şu hâlde insanlar amelleri için Cennete girecek, Allahü teâlânın rahmetiyle, ihsâniyle girmeyecekmiş) dersen, sözlerimi anlamamış olursun. Demek istiyorum ki, insan Allahın lutfü, ihsânı ile Cennete girecekdir. Fekat itâ’at ve ibâdet yaparak rahmete kavuşmaya hâzırlanmaz ve lâyık olmazsa Allahın lutfü ve rahmeti ona gelmez. Nitekim bir âyet-i kerîmede meâlen, (Rahmetim, muhsinler için, ya’nî emrlerimi kabûl edip yapanlar içindir) buyuruldu. Allahü teâlânın rahmeti yetişmezse, kimse Cennete giremez. Cennete yalnız îmân ile girilecekdir, denilirse, evet öyledir, lâkin birçok tehlükeleri atlatdıkdan sonra girilecekdir.Îmân ile gitmiyen, Cennete girmiyecekdir. Cennete girmek için âhırete îmân ile gitmek ve diğer tehlükeleri de atlatmak lâzımdır. Fekat bu zemân da Cennetin en aşağı derecesine kavuşabilir.
7 — İyi bil ki, çalışmayınca, din yolunda yürümedikçe sevâb kazanamazsın! Benî İsrâîlden birisi çok seneler ibâdet etmişdi. Allahü teâlâ, bunun ibâdetlerini meleklere göstermek istedi. Yanına bir melek gönderip şöyle sordurdu: Dahâ ne kadar ibâdet edeceksin? Cennetlik olmadın mı? Cevâbında dedi ki: Benim vazîfem, kulluk yapmakdır. Emr sâhibi Odur. Melek bu cevâbı işitince: (Yâ Rabbî! Sen her şeyi bilirsin. O kulunun cevâbını da duydun) dedi. Bir hadîs-i kudsîde meâlen, (O kulum, alçaklığı ile, aşağılığı ile berâber bizden yüzünü çevirmiyor, biz de ihsân ve merhamet sâhibi olduğumuzdan, elbette onu bırakmayız. Ey meleklerim! Şâhid olunuz, onu afv etdim)buyuruldu.
8 — Peygamberimiz Muhammed “aleyhisselâm” bak ne buyuruyor: (Âhıretde hesâba çekilmeden önce, dünyâda iken hesâbınızı görünüz ve tartılmadan önce, kendinizi tartınız!) Alî Murtezâ “radıyallahü anh” buyurdu ki: Uğraşmadan, çalışmadan Cennete kavuşacağını zanneden kimse, hayâle kapılıyor. Çalışarak kavuşacağım diyenin de kendini yorması, ibâdet meşakkatlerini yüklenmesi lâzımdır. Hazret-i Alînin “radıyallahü anh” talebesinden Hasen-i Basrî “rahmetullahi aleyh” diyor ki: İbâdet etmeden Allahü teâlâdan Cennet istemek, büyük günâhdır. Büyüklerden biri buyuruyor ki, (İlmi fâideli olan kimse, ibâdeti bırakmaz, ibâdetin sevâbını düşünmeği bırakır). Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Akl sâhibi, nefsini ezip, âhıretde lâzım olan şeyler için çalışır.