Hâlbuki ihtilâlden önce, komünistler bütün Rusyanın patronu olmak, zâlim idâreyi kurmak, diktatörlüğü yerleşdirmek maksadı ile köylüye ve işçilere o kadar çok şey va’d etdiler ki, onlar câhil kafalarıyla Cennet hayâtına kavuşacaklarını sanmışlardı. Seneler geçdikden sonra, işçi ve köylüler, hiçbir şey elde edemediklerini, aldatıldıklarını, tuzağa düşdüklerini, tepeden tırnağa kadar soyulduklarını anlamakda gecikmediler. Fekat, iş işden geçmişdi. Artık diktatör idâre, bunları birbirleriyle derdleşmekden bile men’ etdi. Arada bir kitleler hâlinde katliâmlar tertib etdiler.
Sovyet Rusya Cumhurbaşkanı K.Vocoshilov, 1934 de Rusyada verilen bir ziyâfetde Amerikan Sefiri William C. Bulitte şu hâdiseyi anlatmışdı: (1919 yılında, teslîm oldukları takdîrde hiçbir zarar vermemeği va’d ederek, Kievde on bin Çar subayını eşleri ile birlikde teslîm olmağa iknâ etmişdim. Sözüme inanarak teslîm oldular. On bin subayın hepsini erkek çocuklarıyla birlikde i’dâm etdirdim. Karıları ile kızlarını ise, Rus ordusu tarafından kullanılmak üzere, umûmhânelere gönderdim). Sonra da, zevallı kadınların, ma’rûz kaldıkları korkunç muâmeleye üç aydan fazla dayanamıyarak can verdiklerini sözlerine ilâve etmişdir.
1335 [m. 1917] ihtilâlinin hemen akabinde, Çar Nikola ve beşikdeki çocukları ile berâber, bütün âile efrâdı, Bracki Ormanlarında katledilmişlerdir. 1917 yılından 1947 yılına kadar komünist Rusyada hükm süren kanlı ihtilâlin netîcesi katl edilen, açlıkdan ve sefâletden ölen insanların sayısı 63 milyon 301 bin kişidir. Aşağıda buna dâir vereceğimiz rakamlar, vesîkalar, kan ve kemik üzerine kurulan dinsiz bir rejimin girdiği ülkelere neler getirebileceğini açıkça ortaya koymakdadır. Bu vesîkalar, çok esaslı kaynaklardandır. Veyl uyanmıyanlara….
YIKILAN İBÂDET YERLERİ
Türkistânda 14 bin câmi’ ve mescid, Kafkasya ve Kırımda 8 bin, Tataristânda ve Baş Kurdistânda 4 bin câmi’, mescid yıkılmış ve tahrîb edilmişdir. Yalnız Buhârâ vilâyetinde 360 câmi’, mescid yıkdırılmışdır. Bir medrese bırakılmışdır ki, o da, din aleyhdarlığı müzesi olarak kullanılmışdır. Semerkand vilâyetinde de, aynı şeklde bırakılan Uluğ Beğ medresesi, din aleyhdarlığı müzesi olarak kullanılmışdır. Semerkanddaki iki kilise de, basketbol, voleybol salonu olarak kullanılmışdır.