Ebû Bekr-i Sıddîk, Resûlullahın emrini dinlemeyip, evinden çıkıp, Resûlullahın arkasından gitmiş. Resûlullah, bunun arkadan gelmesini istemiyerek geri döndürmeği düşünürken, Cebrâîl aleyhisselâm gelip, Ebû Bekrin, fesâd çıkarmak için geldiğini, eğer geri dönerse, Kureyş kâfirlerine haber vermek ihtimâli olduğunu bildirerek, Resûlullahı uyarmış. Tevbe sûresinin kırkıncı âyetindeki (Korkma! Allah bizimle berâberdir) denilmesi, Ebû Bekrin [hâşâ] kâfir olduğunu gösteriyormuş).
Şu yehûdînin sözlerine bakınız! Hâlbuki, târîh kitâbları sözbirliği ile diyor ki, Kureyş kâfirleri Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize ve Eshâb-ı kirâma “aleyhimürrıdvân” karşı olan düşmanlıklarını günden güne artdırarak müslimânları muhâsara etdiler. Muhâsara üç sene sürünce, Eshâb-ı kirâmın ba’zısı, Medîne-i münevvereye, kimisi de Habeşistâna hicret etdi. Meselâ Kur’ân-ı kerîmin toplayıcısı olan Osman “radıyallahü anh” hazretleri [seksen iki yaşında iken otuzbeş yılında Medînede şehîd edildi] muhterem zevcesi hazret-i Rukayye [hicretin ikinci yılında Medînede vefât etdi] ile Habeşistâna giderken, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunları görerek,(Peygamberlerden “aleyhimüsselâm” zevcesi ile birlikde ilk hicret eden Lût aleyhisselâm idi. Benim Eshâbım içinde zevcesi ile ilk hicret eden de, sensin. Allahü teâlâ, seni Cennetde Lût aleyhisselâma arkadaş edecekdir)buyurmuşdu. Rukayye “radıyallahü anhâ” Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ikinci kızı idi. Böylece, Mekke-i mükerremede, hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Alîden başka kimse kalmamışdı “radıyallahü anhümâ”. Ebû Bekr de “radıyallahü anh” hicret etmek için birkaç kerre izn istemişdi. Fekat, (Sen benimle berâber hicret edersin) buyurularak izn verilmemişdi. Allahü teâlâdan, hicret için, izn bekliyordu. Kureyşin reîsi ve en azılı islâm düşmanı olan Ebû Cehlin teklifi üzerine Resûlullahı öldürmeğe karâr verdiler. [Ebû Cehlin asl adı Amr bin Hişâm bin Mugîredir. Kureyşin, Benî Mahzûm kabîlesindendir. Mahzûm bin Yaknata bin Mürrenin soyundandır. Kureyş, Resûlullahın onbirinci babası olan Fihrin ismidir. Mürre, Resûlullahın yedinci babasıdır. Ebû Cehl, Hicretin ikinci yılında Bedr gazâsında öldürüldü.] Kâtilin belli olmaması için her kabîleden oniki kadar sapık toplıyarak çarşambayı perşembeye bağlıyan gece, Resûlullahın evinin etrâfını kuşatdılar. Resûlullahı öldürmek için saldıracaklardı. O anda Allahü teâlâ hicret etmesi için emr verdi. Hazret-i Alîyi “radıyallahü anh” kendi mubârek yatağına yatırıp, kendisi Yasîn sûresinin sekizinci âyet-i kerîmesini okuyarak, sabâh olmadan çıkıp, kâfirlerin arasından geçip gitdi. Kâfirler, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” çıkıp gitdiğini göremedi.