401

Yer yüzünde olanlara merhamet ediniz ki, gökde olan melekler de, size merhamet etsin) buyuruldu. Buna benzer dahâ elli kadar hadîs-i şerîfde öfkeyi yenmek, iyilik ve ihsân etmek emr edilmekde, insanlık vazîfeleri öğretilmekdedir.

İşte, hazret-i Alî ve Fâtıma-tüz-Zehrâ “radıyallahü anhümâ”, mevkı’ için ve birkaç hurma ağacı için öfkelenip, iyilik ve ihsân etmeyip, ölünceye kadar Eshâb-ı kirâma “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” düşmanlık etselerdi, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymamış olurlardı. Buna hiç ihtimâl var mıdır? Böyle yapdıklarını söyliyen bir kimse, her ikisinin yüksek şanlarını lekelemiş olur.

Ehl-i sünnet âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” bu iki göz bebeğine hiçbir kusûr gelmemesi için, böyle saçma şeyler söylememiş, bu büyükleri sevmek, son nefesde îmân ile gitmeğe sebeb olur, diyerek çok sevilmelerini teşvîk buyurmuşlardır. Bu büyükleri Ehl-i sünnet mi, yoksa şî’îler mi doğru sevmekdedir? Akl ve insâf sâhibi olan herkes, bunu pek kolay anlıyabilir.

Muhammed aleyhisselâmın ümmetinin kardeşler oldukları, birbirlerini ne kadar çok sevdikleri herkesçe bilinmekdedir. Meselâ Abdüllah ibni Ömer “radıyallahü anhümâ” bir gün Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûr-ı şerîfine gelmişdi. Buna çok iltifât buyurdu ve (Kıyâmet günü herkesin berâtı, ya’nî kurtuluş vesîkası, her işi ölçüldükden sonra verilir. Abdüllahın berâtı ise, dünyâda verilmişdir) hadîs-i şerîfi ile bunu medh ve senâ buyurdu. Sebebi soruldukda, (Kendisi vera’ ve takvâ sâhibi olduğu gibi, düâ ederken “Yâ Rabbî! Benim vücûdümü, kıyâmet günü o kadar büyük eyle ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım. Cehennemi insanla dolduracağım diye verdiğin sözün böylece yerine gelmiş olsun da, Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden hiç kimse Cehennemde yanmasın” diyerek din kardeşlerini kendi canından dahâ çok sevdiğini göstermişdir) buyurdu. Ebû Bekr-i Sıddîkın da böyle düâ etdiği (Menâkıb-i çihâr yâr-ı güzîn) kitâbında yazılıdır. Hazret-i Alînin, müslimânları sevmesi, Abdüllah ibni Ömerin “radıyallahü teâlâ anhüm” sevmesinden katkat fazla olduğu şübhesizdir. Halîfe yapılmadığı için, milyonlarca müslimânın Cehennemde sonsuz yanmasına sebeb olacak bir sevgisizlik göstermesi imkânsızdır.

Tebük gazâsında ağır yaralanan Eshâb-ı kirâmdan birkaçı çok susamışdı. Bir müslimânın getirdiği bir bardak su, hangi yaralıya verildi ise, (önce, su istediğini işitdiğim din kardeşime ver) diyerek birbirlerine gönderdikleri ve suyu içmeğe sıra gelmeden herbirinin şehîd olduğu, İmâm-ı Gazâlînin(Kimyâ-yı se’âdet) kitâbında ve diğer kitâblarda yazılıdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.