480

Milton der ki, (Kostantin kiliseyi zenginleşdirince, papazlar makam ve servet hırslarını artırdılar. Bunun cezâsını, parça parça olan hıristiyanlık çekdi).

İslâmiyyet, ilahlara insan kanı dökmek fâci’a ve felâketinden beşeriyyeti kurtardı. Bunun yerine, ibâdeti ve sadakayı getirmekle, insanlara iyiliği emr etdi. Sosyal adâletin temelini kurdu. Böylece, kanlı silâhlara hâcet bırakmadan dünyâya kolayca yayıldı. [İslâm cihâdı da bu demekdir.]

İlm dâvâsına müslimânlar kadar bağlı ve saygılı hiç bir millet gelmemişdir denilebilir. Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın pek çok hadîsleri, samîmî bir ilm teşvîkçisidir ve ilme saygı ile doludur. İslâmiyyet, ilme maldan dahâ çok kıymet vermişdir. Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, dâimâ ilm öğrenmeği ve yaymağı emr etmiş, Eshâbı da, bu yolda çalışmışlardır.

Bugünkü fen ve medeniyyetin, eski ve yeni eserlerin ve edebiyyâtın koruyucuları, Emevîler, Abbasîler, Gaznelîler ve Osmânlılar zemânındaki müslimânlar olmuşdur). Davenportun yazısı temâm oldu.

Buraya kadar ba’zı parçalarını yazdığımız Davenportun İngilizce kitâbı, misyonerler tarafından piyasadan toplanarak, yok edilmek istenmişdir. Hindli Rahmetullah efendinin “rahime-hullahü teâlâ”[1] (İzhâr-ülhak) kitâbının ikinci cildinde, (İslâmda cihâd)ın ne olduğu uzun yazılıdır.

3— (İslâm dîninde Kur’ân-ı kerîm, aynı zemânda kanûn hüviyyetindedir. Kur’ân-ı kerîmde, hırsızlık yapanların elinin kesilmesi gibi çok şiddetli, bugün için zâlimâne olarak kabûl edilecek ba’zı hükmler var) imiş.

Bu iddi’â da yanlışdır. Kur’ân-ı kerîmde hırsızlık yapanların elinin kesilmesi emri vardır. Fekat burada hırsızdan maksad, büyük bir vahşet ile evlere saldıran ve mal yağma eden kimselerdir. Bunlar yakalandıkları zemân ellerinin kesilmesini, Kur’ân-ı kerîm emr etmişdir. Fekat, bu cezâyı tatbîk edebilmek için çeşidli şartlar vardır. Bu şartlar bulunmıyan hırsızın eli kesilmez. Halîfe Alîradıyallahü anh”, kıtlık zemânında yiyecek çalan kimselerin elinin kesilmemesini emr etmişdi. Bugün bu cezâ İslâm devleti ismini taşıyan ba’zı memleketlerde yanlış tatbîk olunuyorsa, burada kusûr islâm dîninde değil, bunu yanlış tatbîk edenlerdedir. İslâm dîninin esâslarını doğru tatbîk eden hakîkî müslimân devletlerde tatbîk edilmemişdir. Çünki, islâm devletlerinde bu cezâyı tatbîk edecek vak’a zuhûr etmemişdir. Bunun da sebebi, Kur’ân-ı kerîmde, bu suçları işleyenler için bildirilmiş olan, ağır cezâlardır.

[1] Rahmetullah efendi, 1306 [m. 1889] da Mekkede vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.