Allahü teâlâ, bütün âlemlerin rabbidir. Hâlbuki yehûdîler, kendi kudsî kitâblarında, hep (İsrâîlin Allahı)ndan bahs ederler. Ya’nî, Allahü teâlâyı sırf kendilerine tahsîs ederler.
Yine İslâm dîninde sevdiğim bir husûs, bu dînin şimdiye kadar gelen bütün Peygamberleri “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” kabûl etmesi, hepsine hurmetkâr olması ve başka dîne inananlara büyük bir şefkat ile mu’âmele etmesidir. Bir müslimân, temiz olan her yerde, tarlada, hattâ bir kilisede bile nemâz kılabilir. Hâlbuki bir hıristiyan, bir câmi’in yanına bile yaklaşmaz.
İslâmın en doğru ve en son din, Muhammed aleyhisselâmın da en son Peygamber olduğunu, Kur’ân-ı kerîm, ne güzel ta’rîf etmekdedir:
Mâ’ide sûresinin üçüncü âyetinde meâlen, (Bugün, dîninizi kemâle erdirdim. Size olan ni’metlerimi temâmladım ve sizin için din olarak İslâmı seçdim)buyurulmuşdur.
Âl-i İmrân sûresi ondokuzuncu âyetinde meâlen, (Ve, kat’î olarak biliniz ki, Allahü teâlâ katında din, İslâmiyyetdir) buyurulmuşdur.
31
ABDÜLLAH UEMURA
(Japon)
Niçin müslimân oldum? Çünki islâm dîni, Allahü teâlânın birliğini, ölümden sonra, ikinci bir hayât olduğunu, kıyâmet günü, insanların dünyâda yapdıkları işler için muhâkeme edileceğini bildirmekdedir. Sevgiyi, doğruluğu, dürüstlüğü ve son derece temiz ahlâklı olmağı emr etmekdedir. Bütün bunlar, bir insanın hak yolda râhat ve huzûr içinde yaşaması için en lüzûmlu olan husûslardır. Bunlar, hiçbir dinde bu kadar açık ve vecîz olarak bildirilmemişdir. İslâmda, sadâkat [doğruluk] çok kıymetlidir. Allahü teâlâya ve kullara karşı doğruluk, islâmiyyetin esâsını teşkîl eder. Ben de, hakîkati ararken, onu islâm dîninde buldum ve müslimân oldum.
Bütün dinleri tedkîk etdim. Edindiğim kanâ’ati aşağıda açıklıyorum:
Bugünkü hıristiyanlık, hiçbir zemân, Îsâ aleyhisselâmın telkîn etdiği temiz din olamaz. Îsâ aleyhisselâmın Allahü teâlâdan aldığı ve insanlara teblîg etdiği emrler temâmen değişdirilmişdir. Bugünkü İncîllerde, onun sözleri diye başka şeyler konulmuşdur.