Kahveleri içdikden sonra, ona (Azîz dostum, siz Tevrât ve İncîli Allah kelâmı olarak kabûl ediyorsunuz değil mi?) diye sordum. (Muhakkak) diye cevâb verdi. (O hâlde, Tevrât ve İncîlde hiç bir hatâ yokdur değil mi?) dedim. (Olamaz) dedi. O zemân kendisine Awake mecmû’asını gösterdim ve (Bu mecmû’a, hıristiyan memleketi olan Amerikada çıkmış bir eserdir. Bu mecmû’a, İncîlde temâm 50.000 hatâ olduğunu yazıyor. Eğer bu mecmû’adaki makâleyi yazan bir müslimân olsaydı, ona inanıp inanmamakda serbest olurdunuz. Sizin dîninizde olan kimselerin çıkardığı mecmû’anın sözlerini kabûl etmeniz gerekmez mi? Siz bu iddi’âya karşı ne dersiniz?) dedim. Adamcağız birdenbire hayrete daldı. (Şu mecmû’ayı verin de bir okuyayım) dedi. Okudu, tekrâr tekrâr okudu. Yüzünün nasıl tegayyür etdiğini, ne kadar mahcûb olduğunu görüyor ve içimden kıs kıs gülüyordum. Nihâyet bana verilecek bir cevâb buldu: (Bakınız, dedi, bu mecmû’a 1957 senesinde basılmışdır. Biz şimdi 1980 senesindeyiz. Aradan temâm 23 sene geçmişdir. Herhâlde bu arada hatâları bulunmuş ve tashîh edilmişdir.) Ben büyük bir ciddiyyet ile (Peki ama acabâ bu 50.000 hatâdan kaç bini düzeltildi? Düzeltilen hatâlar hangileridir? Nasıl düzeltilmişdir? Bunlar hakkında bana ma’lûmât verebilir misiniz?) diye sordum. Başını öne eğdi ve (Ma’atteessüf bunu yapamam) dedi. Ben ilâve etdim: (Azîz misâfirim! İçinde 50.000 hatâ bulunan, ikide birde değişdirilen veyâ düzeltilen bir kitâbın Allahü teâlânın kitâbı olduğuna nasıl inanırım? Bizim Allahü teâlânın kitâbı olarak inandığımız Kur’ân-ı kerîmin bir harfi bile bugüne kadar değişmemişdir. İçinde tek hatâ yokdur. Siz beni hidâyete erişdirmek istiyorsunuz ama, rehberiniz olan İncîl ve Tevrât hatâlı, seçdiğiniz yol şübhelidir. Bunu bana nasıl îzâh edersiniz?). Zevallı perişân olmuş, hayretde kalmışdı. (Bana müsâade ediniz de, büyük papazlar ile görüşeyim. Birkaç gün içinde size uğrar ve sorduklarınıza cevâb veririm) dedi ve acele ile yanımdan firâr etdi. Gidiş o gidiş. Aylardan beri kendisini bekliyorum. Ne gelen var, ne giden!)
Şimdi Tevrât ve İncîlde tesâdüf edilen birçok hatâlar, birbirinden farklı ifâdeler ve aynı husûs hakkında verilen birbirlerine mugâyir beyânlar hakkında biraz dahâ îzâhat verelim.
Evvelâ şunu söyliyeyim ki, Tevrât ve İncîlin hatâlı kısmlarını arayan ve bulan, en çok kilise mensûblarıdır. İçine düşdükleri tezâdlardan kurtulmak için çâre aramakdadırlar. Londrada (İngilizceye terceme edilmiş modern İncîl) ismindeki eseri 1970 senesinde neşr eden Philips, Matta İncîli hakkında şöyle diyor: