Cebrâîl aleyhisselâm gelip, (Seninle alay edenlere cezâlarını veririz…) meâlindeki Hicr sûresinin 95. ci âyetini getirip, Velîdin ayağına, ikincisinin ökçesine, üçüncüsünün burnuna, dördüncüsünün başına, beşincisinin gözlerine işâret etdi. Velîdin ayağına bir ok batdı. Çok kibrli olduğundan, eğilerek oku çıkarıp atmak, kendine ağır geldi. Demiri topuk damarına batıp, siyatik hastalığına yakalandı. Âs’ın ökçesine diken batdı. Tulum gibi şişdi. Hârisin burnundan devâmlı kan geldi. Esved bir ağaç altında neş’eli otururken, kafasını ağaca vurup, diğer Esved de, âmâ olup, hepsi helâk oldular.
75 — Devs kabîlesinin reîsi Tufeyl, hicretden önce, Mekkede îmâna gelmişdi. Kavmini îmâna da’vet için Resûlullahdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bir alâmet istedi. (Yâ Rabbî! Buna bir âyet ihsân eyle) buyurdu. Tufeyl, kabîlesine gidince, iki kaşı arasında bir nûr parladı. Tufeyl, yâ Rabbî! Bu alâmeti yüzümden giderip başka yerime koy. Bunu yüzümde görenlerden ba’zısı, kendi dinlerinden çıkdığım için cezâlandırıldığımı zannederler dedi. Düâsı kabûl olup, nûr yüzünden gitdi. Elindeki kamçının ucunda kandil gibi parladı. Kabîlesindekiler zemânla îmâna geldiler.
76 — Medînede Benî Neccâr kabîlesinden hüsn-ü cemâl sâhibi bir kadın vardı. Bir cinnî buna âşık olup, dâimâ gelirdi. Resûl aleyhisselâm Medîneye geldikden sonra, birgün bu cinnî, kadının evinin önündeki dıvarda otururken, kadın onu tanıdı. Niçin bana gelmez oldun dedi. Cin, Allahü teâlânın Peygamberi “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” zinâyı ve bütün harâmları yasak etdi, dedi.
77 — (Bi’ri Ma’ûne) denilen muhârebede kâfirler verdikleri sözü bozarak yetmiş Sahâbeden bir, ikisi hâric hepsini şehîd etdiler. Bunlar arasında Ebû Bekrin “radıyallahü anh” kölesi iken âzâd etdiği ve ilk îmân edenlerden Âmir bin Füheyreyi “radıyallahü teâlâ anh” süngülediklerinde, kâfirlerin gözü önünde, melekler onu göke kaldırdılar. Bunu Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” haber verdiklerinde, (Onu Cennet melekleri defn etdiler ve rûhu Cennete çıkarıldı) buyurdu.
78 — Sahâbeden Hubeyb bin Adiyi “radıyallahü anh”, kâfirler yakalayıp Mekkeye götürdüler. İ’dâm etdiler. Kâfirler görsün de sevinsinler diyerek sehbâdan indirmediler. Kırk gün sehbâda kaldı. Bedeni çürüyüp, kokmadı. Hep taze kan akdı. Resûlullah, bunu haber alarak, onun cesedini getirmek üzere, Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esvedi “radıyallahü anhümâ” gönderip gece ağaçdan aldılar.