480

Dâimâ sühûlet gösterdiler. Başka bir dinden olmamız, onların üzerinde hiç bir zemân, fenâ bir te’sîr yapmadı. Onlar, diğer dinlere de kendi dinleri kadar hurmet ediyorlardı. Bunları gördükçe, bize yanlış bilgi ve terbiye verenlere ne kadar kızıyordum. Bize öğretildiğinin tâm aksine, onlar Îsâ aleyhisselâmdan nefret etmiyorlar, aksine Ona da, Peygamber olarak inanıyorlardı. Bizim âyinlerimize müdâhale etmiyor, ibâdetlerimizle alay etmiyorlardı. Bize, bir insan olarak hurmet ediyorlar, bizim, müslimânları şeytâna uymuş Allahsızlar olarak görmemize mukâbil, onlar dînimize karşı, en ufak bir fenâ kelime bile kullanmıyorlardı.

Bize öğretilen (Müslimânlık ile medeniyyet cem’ olamaz) lâfı, küçük bir hakîkat çekirdeğinin çok şişirilmesi yüzünden meydâna gelmiş olacak. Bu hakîkat çekirdeği, müslimânların kendi âdet ve örflerine çok sâdık olmaları ve onun için garblıların medeniyyet zan etdikleri ba’zı kötü âdetleri, kendi islâm örf ve âdetlerine uymadığı için, kabûl etmemeleridir. Hâlbuki dikkat ile mülâhaza edilecek, düşünülecek olursa, bunlar ehemmiyyetsiz şeylerdir ve hakîkî medeniyyet ile hiçbir alâkaları yokdur.

Türkler, âdetlerine ve müslimânlığın güzel ahlâkına son derecede sâdıkdır. Günlük hayâtlarını tanzîm ederlerken, dâimâ bunlara ri’âyet ederler. Türkler, bence en iyi müslimânlardır. Îrânda, Arabistânda tanıdığım müslimânlarla kıyâs etdiğim zemân, Türklerin çok dahâ hakîkî müslimân olduklarını gördüm. Türklerin nasıl kalbden gelen bir samîmiyyet ile müslimânlık vazîfelerini ifâ etdiklerini görmek, insana büyük bir zevk veriyor ve insanı onlara dahâ çok yaklaşdırıyor. Onlara karşı muhabbet ve hurmet hâsıl oluyor. Sokaklarda, bağçelerde, çarşılarda, dükkânlarda halkın, asker, hammal, hattâ dilenci olsun, nasıl diz çöküp secdeye kapandığını veyâ ellerini ileri uzatarak düâ etdiğini görebilirsiniz. Fekat, bütün bunlar gösteriş için yapılmaz. Îmânı hâlis olan müslimân, kısa süren ibâdet vazîfesini temâmladıkdan sonra, tekrâr işinin başına döner. Müslimân, Kur’ân-ı kerîmde yazılı olan ahlâk esâslarına tâm bağlıdır. Fekat, şunu unutmıyalım ki, güzel ahlâk esâsları onüçbuçuk asrdan beri hiç bozulmadan devâm etmişdir. Bugün bir Avrupa başşehrinde bunların çoğu bilinmemekdedir. İşte bugün, müslimânları medeniyyet düşmanı olarak gösteren husûs, Avrupalıların Muhammed aleyhisselâmın koymuş olduğu güzel ahlâk esâslarını bilmemesinden ileri gelmekdedir. Hâlbuki, bu büyük Peygamberin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, (Ben bir insandan başka bir şey değilim. Size Allahın bir emrini bildirdiğim zemân, onu hemen kabûl edin.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.