Birinci Kısm
ALTINCI FASL
Bir müddet Bağdâdda kaldım. Sonra, Londraya dönmek için emr geldi. Ben de döndüm. Londrada sekreter ve ba’zı nezâret mensûbları ile görüşdüm. Onlara uzun seferimde yapdıklarımı ve müşâhedelerimi anlatdım. Irâkla alâkalı ma’lûmâtlarıma çok sevindiler ve memnûniyyetlerini bildirdiler. Dahâ önce gönderdiğim raporu da görmüşlerdi. Safiyye de, benim raporuma mutâbık bir rapor yollamış. Yine öğrendim ki, her seferimde, nâzırlığın adamları, beni ta’kîb etmişler. Onlar da, gönderdiğim raporlara ve sekretere anlatdıklarıma mutâbık raporlar vermişler.
Sekreter, Nâzır ile görüşmem için bana vakt verdi. Nâzırı makâmında ziyâret etdiğimde, beni İstanbuldan döndüğüm seferden farklı bir şeklde karşıladı. Kalbinde, müstesnâ bir yer işgâl etmiş olduğumu anladım.
Nâzır, Necdli Muhammedi elde etdiğime çok memnun oldu. (O, nâzırlığımızın aradığı bir silâh idi. Ona her nev’ sözü ver. Bütün mesâ’in, sâdece onu elde etmek için olsa dahî değer) dedi.
Ben de: (Necdli Muhammed için çok endîşeli idim. Zîrâ fikrinden dönmüş olabilir) dedim. (Kalbin râhat olsun. Ondan ayrıldığında sâhib olduğu fikrlerden dönmemişdir ve İsfahanda nâzırlığımızın câsûsları, onunla görüşmüşler, nâzırlığa onun bozulmadığını haber vermişlerdir) dedi. Kendi kendime dedim ki: (Necdli Muhammed nasıl sırlarını başkasına anlatabilir)? Bunu nâzıra sormağa cesâret edemedim. Fekat, sonra Necdli Muhammed ile görüşdüğümde anladım ki, İsfahanda Abdülkerîm isminde bir adam onunla görüşmüş ve (Ben Şeyh Muhammedin [Beni kast ediyor] kardeşiyim.