İkinci Kısm
İNGİLİZLERİN İSLÂM DÜŞMANLIĞI
İngiliz câsûsunun, birinci kısmda bildirilmiş olan i’tirâflarını okuyanlar, İngilizlerin dünyâ müslimânları için neler düşündükleri hakkında, ma’lûmât sâhibi olurlar. Aşağıda, İngiliz Müstemlekeler nâzırlığının [sömürgeler bakanlığının], câsûslara verdiği emrlerin dünyâ müslimânları üzerinde nasıl tatbîk edildiğini ve misyonerlerin fe’âliyyetlerini kısaca bildireceğiz.
İngilizler, mağrûr ve kibrlidir. Onlar, kendi şahslarını ve vatanlarını ne kadar hurmete lâyık görürse, diğer insanları ve memleketleri de, o derece aşağı görürler.
İngilizlere göre insanlar üç kısma ayrılır: Birincisi, İngilizler olup, Allahın insân olarak yaratdığı en mükemmel mahlûkun, kendileri olduğunu söylerler. İkincisi, beyâz renkli Avrupalı ve Amerikalılardır. Bunların da, hurmete lâyık olabileceklerini kabûl ediyorlar. Üçüncü kısm ise, birinci ve ikinci kısmın hâricinde kalan insânlardır. Bunlar, insân ile hayvan arasında bir mahlûkdur. Bunlar, hurmete lâyık olmadıkları gibi, hürriyyet, istiklâl ve vatan bunlar için değildir. Bunlar, bilhâssa İngilizler tarafından idâre edilmek için yaratılmışlardır.
İngilizler, bu gözle bakdıkları müstemlekelerdeki yerli ehâli ile birlikde yaşamazlar. Müstemlekelerinin her yerinde, İngilizlere mahsûs kulüpler, gazinolar, lokantalar, hamamlar, hattâ mağazalar vardır. Yerli ehâli buralara giremez.
20. nci asr başlarında Hindistâna yapmış olduğu seferleri ile meşhûr, Fransız muharrir Marcelle Perneau (Hindistân seyâhatı notları)nda diyor ki: