593

Bunu değişdirmek için, ağır riyâzet ve çok mücâhede lâzımdır. Nefsin zararlı, kötü isteklerini yapmamak için çalışmağa (Riyâzet) denir. Nefsin istemediği fâideli, güzel şeyleri yapmağa(Mücâhede) denir. Câhiller, ahmaklar, huy değişmez diyerek, nefs ile mücâhede ve riyâzet etmiyorlar. Kötü huylarını temizlemiyorlar. Böyle kabûl edip de, herkes kendi hevâsına [arzûsuna] bırakılırsa, kabâhatli olanlara cezâ verilmezse, insanlık kötülüğe gider. Bunun için, Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, onları terbiye etmek, iyi ve kötü huyları öğretmek için Peygamberler “aleyhimüsselâm” gönderdi. Bu mu’allimlerin en yükseği olarak, habîbi olan Muhammed aleyhisselâm”ı seçdi. Onun dîni ile, önce göndermiş olduğu bütün dinleri değişdirdi. Onun dîni, bütün dinlerin sonuncusu oldu. Böylece, iyiliklerin hepsi, terbiye üsûllerinin cümlesi, Onun parlak dîninde yer aldı. Aklı olanların, iyiyi kötüden tefrîk edebilenlerin, bu dinden elde edilmiş olan ahlâk kitâblarını okuyarak, öğrenerek ve işlerini buna göre tanzîm ederek, dünyâda ve âhıretde râhata ve huzûra, se’âdete, kurtuluşa kavuşması ve böylece âile ve cem’ıyyet hayâtının düzenine yardım etmiş olması lâzımdır. İnsanın birinci vazîfesi de budur. (İslâm ahlâkı) ismini verdiğimiz bu kitâbı, Allahü teâlânın lütfü ile, buna yardımcı bilgileri topladığı için, herkesin ehemmiyyet ile okuması, öğrenmesi lâzımdır.

Aklı olan islâmiyyete bağlanır!
İslâmiyyetin aslı, Hadîsle Kur’ândır!

ÜÇÜNCÜ BAHS: İslâm ahlâkını üçe ayırmışdık. Bunları iyi anlamak için, yardımcı olan şeyleri açıklıyalım. Her ilmin, her fennin şu’beleri vardır. Şu’belerin birleşdikleri noktaları bulunur ki, bu noktalarda, o ilmin bütün kolları tek birşey olur. İşte bu tek nokta, o ilmin mevzû’udur. Meselâ, tıb ilminin muhtelif şu’beleri vardır. Fekat her kolu, insan cesedinin hastalık ve sağlığında birleşir. Bu da, bu ilmin mevzû’u demekdir. Bir ilmi kolay öğrenmek için, mevzû’unu anlamak lâzımdır. Ahlâk ilminin mevzû’u, insanın rûhudur. Rûhu [ve kalbi], kötü huylardan temizlemeği ve iyi huylar ile süslemeği öğretir. Bunun için, evvelâ rûhu, sonra iyi ve kötü huyları öğrenmek lâzımdır. Şu beyti imâm-ı Şâfi’î söylemişdir:

Kötülüğü öğrendim, kötü olmak için değil,
kötülüğü bilmiyen, düşer içine, iyi bil!

Kalbi ve rûhu, mümkin olduğu kadar tanıtabilmek, görünen ve görülemiyen kuvvetlerini açıklamak ve se’âdetinin ve felâketinin nelerde olduğunu anlatmak için, üç makam yazıyoruz:

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.