Eğer, ta’âmın evvelinde, Besmele-i şerîfeyi demezse, üç zararı vardır: 1- Şeytân kendisiyle birlikde, ta’âm yir. 2- Yidiği ta’âm bedenine maraz olur. 3- Ta’âmda bereket olmaz.
Besmele söylerse, üç fâidesi vardır: 1- Şeytân ta’âma ortak olmaz. 2- Ta’âm bedenine şifâ olur. 3- Ta’âmda bereket olur. [Yimeğe başlarken Besmele söylemeği unutursa, hâtırladığı zemân söylemelidir.]
Müstehab demek, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ömründe bir iki kerre işlemiş ola. İşlemeyene azâb ve itâb olmaz. Şefâ’atden mahrûm kalmak dahî yokdur. Lâkin, işleyene sevâb çokdur. Meselâ, nâfile nemâz kılmak ve nâfile oruc tutmak ve ömreye, nâfile hacca gitmek ve nâfile sadaka vermek gibi.
Ve dahî, mubâh odur ki, onun iyi niyyetle işlenmesinde sevâb, kötü niyyetle işlenmesinde azâb vardır. Terkinde azâb olmaz. Yürümek, oturmak, ev almak, halâlinden dürlü ta’âm yimek, halâl olmak şartiyle, dürlü elbise giymek gibi.
Harâm odur ki, onu Allahü azîm-üş-şân, Kur’ân-ı kerîmde açık nehy etmiş ola. Ya’nî, işlemeyiniz, demiş ola. Harâma, ehemmiyyet vermiyen, inanmıyan kâfir olur. İnandığı hâlde işliyen kâfir olmaz, fâsık olur. [İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ” imâmlığı anlatırken buyuruyor ki, (Fâsık imâmın arkasında nemâz kılmamalıdır. Fâsık demek, şerâb içmek, zinâ etmek, fâiz yimek gibi büyük günâh işliyen demekdir. [Küçük günâha devâm etmek de büyük günâh olur.] Birden çok câmi’de Cum’a nemâzı kılınan yerlerde, fâsık hatîbin arkasında Cum’a nemâzı kılmamalı, imâmı sâlih olan câmi’de kılmalıdır. Fâsıka ihânet etmek, hakâret etmek vâcibdir. Çok âlim olsa da, onu imâm yapmamalıdır. İmâm yapmak, ona ta’zîm etmek, saygı göstermek olur. Fâsıkın da, mezhebsizin de, imâm yapılmaları, her zemân tahrîmen mekrûhdur. Harâmlardan sakınmağa (Takvâ) denir. Halâl veyâ harâm olduğu şübheli olan şeylerden de sakınmağa (Vera’) denir. Şübheli şey işlememek için bir halâlı terk etmeğe(Zühd) denir. Dâr-ül-harbde îmâna gelenin, Dâr-ül-islâma hicret etmesi vâcib olur)].
Harâm iki nev’dir: Biri, (Harâm li-aynihî) ve biri, (Harâm ligayrihî). Evvelkisi, kendisi harâm olup, her zemân harâmdır. Adam öldürmek, zinâ ve livâta etmek, hamr ve alkollü içkiler içmek, kumar oynamak, hınzır eti yimek ve kadınların, kızların başı, kolları, bacakları açık sokağa çıkmaları böyledir. Bir kimse bu günâhları işlerken, Besmele-i şerîfe dese veyâ halâl i’tikâd etse, ya’nî Allahü teâlânın harâm etmesine ehemmiyyet vermese, kâfir olur. Ammâ, bunların harâm olduğuna inanıp, Allahdan, azâbından korkarak yapsa, kâfir olmaz. Fekat, Cehennem azâbına lâyık olur.