593

[Akşam nemâzından sonra yimeli, yatsıyı kılınca, dâmâdı kız evine götürüp, düâdan sonra hemen dağılmalıdır.]

İbtidâki gece, güvey, gelinin ayağını yıkamak ve o suyu, evin dört bucağına saçmak, sünnetdir. İki rek’at nâfile nemâz kılıp düâ eyleye. O gece, her ne düâ ederse, makbûl olur. Güveyi görenler, kendisine bunu hâtırlatırlar. Ve (Bârekellahü lek ve bârekellahü aleyhâ ve ceme’a beynekümâ bilhayri) diyeler. Ya’nî, Allahü teâlâ, sana mubârek eylesin ve zevcene mubârek olsun ve ikinizin arasını, hayrla cem’ eylesin!

Ba’zılarının yapdıkları gibi, (Bir hoşça geçinin, oğullu uşaklı olasınız) demek, câhiller hitâbıdır, fâidesi yokdur. O vakte mahsûs düâları okumak sünnetdir.

Lüzûmlu olan umûr-ı dîniyyeyi bilip ve avretine dahî öğrete. Zîrâ, âhıretde süâl olunur. Bilemedim demek özr olmaz. [Farzları ve harâmları ve Ehl-i sünnet i’tikâdını öğrenmek ve zevcesine, çocuklarına öğretmek farzdır. Sünnetleri öğrenmek ve öğretmek sünnetdir.]

Avretini islâmiyyetin cevâz vermediği yere götürmeye ve göndermeye! Sokağa açık çıkarmaya. Zîrâ Peygamberimiz “aleyhisselâm”, (Bir avret güzel kokular ile, nemâz kılmak için mescide gelse, o avretin nemâzı kabûl olmaz, tâ ki evine varıp, cünüblükden gusl eder gibi, gusl etmeyince) buyurdu. Onlara, güzel râyıha ile, câmi’e ve mescide gitmek câiz olmayınca, başka yerlere gidip halka görünmek günâhı, ne mertebe olmak gerek? Ona göre, kıyâs oluna! Ve çekilecek azâbı teemmül edile!

Ve dahî, Peygamberimiz “aleyhisselâm” bir hadîs-i şerîfinde buyurmuşdur: (Cennet ehlinin çoğu, fukarâ ve Cehennem ehlinin çoğu avretlerdir.) Bunun üzerine, hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ” süâl eylediler ki: (Avretlerin çoğu Cehennemde olmağa sebeb nedir?) Resûl-i ekremsallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bunlar belâya sabr eylemezler ve on iyilik gördükleri kimseden, bir kemlik gördükde, o on iyiliği -hemen- unutup, bir kemliği dâimâ söyler. Ve dünyâ zînetlerini, çok ziyâde severler ve âhırete çalışmazlar ve gîbeti çok ederler.)

Erlerden ve avretlerden her kim bu sıfatlar ile muttasıf olursa, ehl-i Cehennemdir.

Ve dahî, hazret-i Alî “kerremallahü teâlâ vecheh”den rivâyet olunur ki, birgün, Resûl-i ekremin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûruna bir avret gelip, (Yâ Resûlallah! Bir ere varmak isterim, ne buyurursunuz) dedi. Se’âdet ile buyurdu ki, (Erin hakkı, avretin üzerinde çokdur. Hakkından gelebilir misin?) O avret, (Yâ Resûlallah! Erin hakkı nedir.) dedi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.